لیک با خود گفت بنمایم سزا ** مر شما را ای خسیسان گدا
Fakat kendi kendine “Yoksul hasisler sizi! Ben, sizin cezanızı veririm, size gösteririm ben!
مر شما را بس نیامد رای من ** ظنتان این است در اعطای من
”Size benim hükmüm kâfi gelmedi mi? Benim ihsanım hususunda zannınız bu mu?
ای عقول و رایتان از رای من ** از عطاهای جهان آرای من
Sizin akıllarınız, reyleriniz de benden; benim dünyamı aydınlatan ihsanlarımdandır.
نقش با نقاش چه سگالد دگر ** چون سگالش اوش بخشید و خبر 3035
Resim ressamı nasıl ayıplayabilir? Resme o ayıbı, o kötü görünüşü veren ressamdır.
این چنین ظن خسیسانه به من ** مر شما را بود ننگان زمن
Benim hakkımda böyle hasisçe bir zanna mı düşeceksiniz? Zamanın ayıbı, arı asıl sizsiniz.
ظانین بالله ظن السوء را ** گر نبرم سر بود عین خطا
Tanrı hakkında kötü zanda bulunanlar, sizin kellenizi uçurmazsam bu işim, hatanın ta kendisidir.
وارهانم چرخ را از ننگتان ** تا بماند بر جهان این داستان
Dünyayı sizin ayıbınızdan kurtarayım da bu hikâye, dünya durdukça söylenip dursun dedi.
شیر با این فکر میزد خنده فاش ** بر تبسمهای شیر ایمن مباش
Aslan bu düşünceyle açıkça gülüyordu. Aslanın gülümsemelerine emin olma.
مال دنیا شد تبسمهای حق ** کرد ما را مست و مغرور و خلق 3040
Dünya malı, Tanrının gülümsemeleridir. Bizi bu suret sarhoş, mağrur ve perişan etmiştir.
فقر و رنجوری به استت ای سند ** کان تبسم دام خود را بر کند
Ey Kadri yüce kişi! Sana yoksulluk ve hastalık iyidir. Çünkü o gülümseme nihayet tuzağını kurar, seni düşürür!
امتحان کردن شیر گرگ را و گفتن که پیش آی ای گرگ بخش کن صیدها را میان ما
Aslanın kurdu imtihan ederek “ Kurt, huzuruma gel, bu avları aramızda payet “ demesi
گفت شیر ای گرگ این را بخش کن ** معدلت را نو کن ای گرگ کهن
Aslan “Bunları payet. Ey koca kurt, adaleti tazele!
نایب من باش در قسمتگری ** تا پدید آید که تو چه گوهری
Pay etmede benim vekilim ol da ne mahiyettesin, meydana çıksın” dedi.
گفت ای شه گاو وحشی بخش تست ** آن بزرگ و تو بزرگ و زفت و چست
Kurt “Padişahım, yaban öküzü senin payın. O büyük, sen de büyük, iri ve çeviksin.
بز مرا که بز میانه ست و وسط ** روبها خرگوش بستان بیغلط 3045
Keçi orta boyda, orta irilikte, onun için benim. Tilki, sen de tavşanı al. Tavşan tam sana münasip” dedi.
شیر گفت ای گرگ چون گفتی بگو ** چون که من باشم تو گویی ما و تو
Aslan dedi ki: “Ey kurt, hele bir daha söyle, ne dedin? Ben varken sen pay istiyorsun ha!
گرگ خود چه سگ بود کاو خویش دید ** پیش چون من شیر بیمثل و ندید
Kurt, ne köpek oluyor ki benim gibi misli, naziri bulunmayan bir aslanın huzurunda kendisini görüyor, varım sanıyor!
گفت پیش آ ای خری کاو خود بدید ** پیشش آمد پنجه زد او را درید
Kendini beğenen eşek, ileri gel!” Kurt ileri gelince bir pençe vurup onu parçaladı.
چون ندیدش مغز و تدبیر رشید ** در سیاست پوستش از سر کشید
Onda akıl ve isabetli bir tedbir görmeyince cezasını verip derisini yüzdü.
گفت چون دید منت از خود نبرد ** این چنین جان را بباید زار مرد 3050
Mademki beni görmek, seni kendinden geçirmedi, huzurumda yok olmadın. Böyle cana inleyerek ölmek gerek.
چون نبودی فانی اندر پیش من ** فضل آمد مر ترا گردن زدن
Mademki huzurumda mahvolmadı, boynunu vurmak farz oldu.
کل شیء هالک جز وجه او ** چون نهای در وجه او هستی مجو
Tanrı’dan başka her şey fânidir. Mademki onun zatında fâni değilsin, varlık arama!
هر که اندر وجه ما باشد فنا ** کل شيء هالک نبود جزا
Bizim hakikatimiz de yok olana “Her şey fânidir” cezası yoktur.
ز آن که در الاست او از لا گذشت ** هر که در الاست او فانی نگشت
Çünkü o “İllâ” dadır, “Lâ” dan geçmiştir. “İllâ” da fâni olmaz.
هر که بر در او من و ما میزند ** رد باب است او و بر لا میتند 3055
Kapıda dolaşan, Ben’den, biz’den dem vuran kapıdan sürülür, “lâ” makamında dolaşıp durur.
قصهی آن کس که در یاری بکوفت از درون گفت کیست گفت منم، گفت چون تو تویی در نمیگشایم هیچ کس را از یاران نمیشناسم که او من باشد
Birisinin, bir dostun kapısını döğdüğü zaman içeriden “ Kimsin “ sözüne “Benim “ demesi üzerine dostun “ Mademki sen, sensin, kapıyı açmıyorum. Çünkü dostlardan kimseyi tanımıyorum ki o, ben olsun” demesi
آن یکی آمد در یاری بزد ** گفت یارش کیستی ای معتمد
Birisi, bir dostunun kapısına gelip kapıyı çaldı. Dostu “Kapıyı çalan kim?” deyince.