پس چه عزت باشدت ای نادره ** چون شدی تو حمر مستنفرة
Şu halde ey garip adam! Aslandan kaçan yaban eşeklerine benzedikten sonra senin ne şerefin var ki?
خر نشاید کشت از بهر صلاح ** چون شود وحشی شود خونش مباح3315
Eşek, işe yaradığı için öldürülmez. Fakat yaban eşeği olursa kanı mübahtır.
گر چه خر را دانش زاجر نبود ** هیچ معذورش نمیدارد ودود
Eşeğin kendisini kötülükten koruyan iyiliğe sevk eden bir bilgisi olmadığı halde Tanrı onu mâzur tutmuyor.
پس چو وحشی شد از آن دم آدمی ** کی بود معذور ای یار سمی
Ey yüce sevgili! İnsan (akıllı olduğu halde) o nefesten, ( Peygamberlerin, velîlerin sözlerinden)kaçar, vahşileşirse nasıl mâzur olur?
لاجرم کفار را شد خون مباح ** همچو وحشی پیش نشاب و رماح
Hulâsa oklar ve süngüler önünde kâfirlerin kanı mübahtır. Çünkü onlar, işe yaramaktan uzaktırlar.
جفت و فرزندانشان جمله سبیل ** ز آنکه بیعقلند و مردود و ذلیل
Onların karıları ve çocukları da esir sayılır. Çünkü akılları yoktur, merdut ve aşağılık kişilerdir.
باز عقلی کاو رمد از عقل عقل ** کرد از عقلی به حیوانات نقل3320
Artık bir akıl, aklın aklından kaçarsa akıllılar taifesinden hayvanat zümresine geçmiştir.
اعتماد کردن هاروت و ماروت بر عصمت خویش و آمیزی اهل دنیا خواستن و در فتنه افتادن
Hârût, Mârût Hikâyesi
همچو هاروت و چو ماروت شهیر ** از بطر خوردند زهر آلود تیر
(Aklın aklından kaçan, peygamber ve velîlere uymayan kişi) meşhur Hârût’la Mârût’a benzer. Onlar da gururları yüzünden zehirli ok yediler.
اعتمادی بودشان بر قدس خویش ** چیست بر شیر اعتماد گاومیش
Mukaddes yaradılışlarına, melek olduklarına itimat ettiler. Fakat bu itimat, su sığırının aslana itimadı gibidir. Manda, aslana ne kadar itimat edebilir?
گر چه او با شاخ صد چاره کند ** شاخ شاخش شیر نر پاره کند
Onun yüz tane boynuzu olsa ve bu boynuzlarla korunmaya çalışsa yine aslan, onun boynuzunu değil; boynuzunun boynuzunu bile parça parça eder.
گر شود پر شاخ همچون خار پشت ** شیر خواهد گاو را ناچار کشت
Kirpi gibi baştan aşağı diken olsa, aslan, yine onu çaresiz öldürür.
گر چه صرصر بس درختان میکند ** با گیاه تر وی احسان میکند3325
Kasırga, birçok ağaçları kökünden sökerse de alçacık bir ota ihsanda bulunur.
بر ضعیفی گیاه آن باد تند ** رحم کرد ای دل تو از قوت ملند
O sert rüzgâr, otun zayıflığına acır. Gönül, artık sen de kuvvetten dem vurma.
تیشه را ز انبوهی شاخ درخت ** کی هراس آید ببرد لخت لخت
Balta; ağaçların, dalların çokluğundan, sıklığından hiç korkar mı? Hepsini paramparça eder, kesip biçer.
لیک بر برگی نکوبد خویش را ** جز که بر نیشی نکوبد نیش را
Fakat bir ota saldırmaz. Neşter yaradan başka yere vurulmaz.
شعله را ز انبوهی هیزم چه غم ** کی رمد قصاب از خیل غنم
Aleve, odunun çokluğundan ne gam? Kasap koyun sürüsünden kaçar mı?
پیش معنی چیست صورت بس زبون ** چرخ را معنیش میدارد نگون3330
Mânaya nispetle suret nedir? Çok zayıf, çok âciz. Kötüyü baş aşağı tutan ondaki mânadır.
تو قیاس از چرخ دولابی بگیر ** گردشش از کیست از عقل مشیر
Dolap gibi dönüp duran gökten kıyas tut. Onun dönmesi nedendir? Onda müdebbir olan akıldan.
گردش این قالب همچون سپر ** هست از روح مستر ای پسر
Oğul, siper gibi olan bu kalıbın dönüşü, hareketi de gizli ruhtandır.
گردش این باد از معنی اوست ** همچو چرخی کان اسیر آب جوست
Bu rüzgârın hareketi onun mânasından ( o suretle zâhir olan mânadan, Tanrı kudretinden) dir değirmen çarkına benzer; çark, ırmak suyunun esiridir.
جر و مد و دخل و خرج این نفس ** از که باشد جز ز جان پر هوس
Bu nefesin alınıp verilmesi, girip çıkması da hevesli candan başka kimdendir?
Can, o nefesi, nefesle çıkan sözü, bazen cim haline kor; bazen de ha ve dal haline ( bu suretle de inkâr da bulunur). Gâh o sözü barış sözü yapar, gâh savaş sözü.
همچنین این باد را یزدان ما ** کرده بد بر عاد همچون اژدها
Yine böyle Tanrı’mız, bu rüzgârı Âd kavmine ejderha yaptığı halde,
باز هم آن باد را بر مومنان ** کرده بد صلح و مراعات و امان
Yine aynı rüzgârı; müminlere rahmet, hayat ve emniyet verici bir hale getirmişti.
گفت المعنی هو الله شیخ دین ** بحر معنیهای رب العالمین
Âlemlerin Rabbinin mânalar denizi olan bin Şeyhi, “ mâna Allah’dır” dedi.