چون در آمد علتی اندر غزا ** تیغ را دیدم نهان کردن سزا
Savaşırken içime bir vesvese, bir benlik geldi; kılıcı gizlemeyi münasip gördüm.
تا احب لله آید نام من ** تا که ابغض لله آید کام من
Bu suretle “Sevgisi Tanrı içindir” denmesini diledim; ancak Tanrı için birisine düşmanlık etmeli.
تا که اعطا لله آید جود من ** تا که امسک لله آید بود من
Cömertliğimin Tanrı yolunda olmasını, varımı yine Tanrı için sakınmamı istedim.
بخل من لله عطا لله و بس ** جمله للهام نیم من آن کس3805
Benim sakınmam da ancak Tanrı içindir. Vermem de... Tamamı ile Tanrınınım, başkasının değil.
و آن چه لله میکنم تقلید نیست ** نیست تخییل و گمان جز دید نیست
Tanrı için ne yapıyorsam bu yapışım, taklit değildir; hayale kapılarak, şüpheye düşerek de değil. Yaptığımı, işlediğimi, ancak görerek yapıyor, görerek işliyorum.
ز اجتهاد و از تحری رستهام ** آستین بر دامن حق بستهام
Hüküm çıkarmadan arayıp taramadan kurtuldum. Elimle Tanrı eteğine yapıştım.
گر همیپرم همیبینم مطار ** ور همیگردم همیبینم مدار
Uçarsam uçtuğum yeri görmekteyim, dönersem döndüğüm yeri.
ور کشم باری بدانم تا کجا ** ماهم و خورشید پیشم پیشوا
Bir yük taşıyorsam nereye götüreceğimi biliyorum. Ben ayım, önümde güneş, kılavuzuyum.
بیش از این با خلق گفتن روی نیست ** بحر را گنجایی اندر جوی نیست3810
Halka bundan fazla söylemeye imkân yok; denizin ırmağa sığması mümkün değildir.
پست میگویم به اندازهی عقول ** عیب نبود این بود کار رسول
Akılların alacağı kadar aşağı mertebeden söylemekteyim. Bu, ayıp değil, Peygamberin işidir.
از غرض حرم گواهی حر شنو ** که گواهی بندگان نه ارزد دو جو
Garezden hürüm ben; hür olan kişinin şahadetini duy. Kul, köle olanların şahadetleri iki arpa tanesine bil değmez!
در شریعت مر گواهی بنده را ** نیست قدری وقت دعوی و قضا
Şeriatte dâva ve hükümde kulum şahitliğinin kıymeti yoktur.
گر هزاران بنده باشندت گواه ** بر نسنجد شرع ایشان را به کاه
Senin aleyhinde binlerce köle şahadet etse şeriat onların şahadetlerini bir saman çöpüne bile almaz.
بندهی شهوت بتر نزدیک حق ** از غلام و بندگان مسترق3815
Şehvete kul olan, Tanrı indinde köleden, esir olmuş kullardan beterdir.
کاین به یک لفظی شود از خواجه حر ** و آن زید شیرین و میرد سخت مر
Çünkü köle bir sözle sahibinin kulluğundan çıkar,hür olur. Şehvete kul olansa tatlı dirilir, acı ölür.
بندهی شهوت ندارد خود خلاص ** جز به فضل ایزد و انعام خاص
Şehvet kulu, Tanrı’nın rahmeti, hususi bir lûtuf ve nimeti olmadıkça kulluktan kurtulamaz.
در چهی افتاد کان را غور نیست ** و آن گناه اوست جبر و جور نیست
Öyle bir kuyuya düşmüştür ki bu kuyu, onun kendi suçudur. Ona cebir değildir, cevir de değil!
در چهی انداخت او خود را که من ** در خور قعرش نمییابم رسن
Kendisini kendisi, öyle bir kuyuya atmıştır ki ben o kuyunun dibine varacak ip bulamıyorum.
بس کنم گر این سخن افزون شود ** خود جگر چه بود که خارا خون شود3820
Artık yeter... Eğer bu sözü uzatırsam ciğer ne oluyor? Mermer bile kan kesilir.
این جگرها خون نشد نز سختی است ** غفلت و مشغولی و بد بختی است
Bu ciğerlerin kan olmaması katılıktan, şaşkınlıktan, dünya ile uğraşmadan ve talihsizliktendir.
خون شود روزی که خونش سود نیست ** خون شو آن وقتی که خون مردود نیست
Bir gün kan kesilir ama bu kan kesilmesinin o gün faydası yok. Kan kesilme işe yararken kan kesil!
چون گواهی بندگان مقبول نیست ** عدل او باشد که بندهی غول نیست
Mademki kulların kölelerin, şahadeti makbul değildir, tam adalet sahibi, o kişiye derler ki gulyabani kölesi olmasın.
گشت ارسلناک شاهد در نذر ** ز آن که بود از کون او حر ابن حر
Kur’an’da peygambere “Biz seni şahit olarak gönderdik” denmiştir. Çünkü o, varlıktan hür oğlu hürdür.
چون که حرم خشم کی بندد مرا ** نیست اینجا جز صفات حق در آ3825
Ben, mademki hürüm; hiddet beni nasıl bağlar, kendisine nasıl kul eder? Burada Tanrı sıfatlarından başka sıfat yoktur, beri gel!
اندر آ کازاد کردت فضل حق ** ز آن که رحمت داشت بر خشمش سبق
Beri gel ki Tanrı’nın ihsanı seni azat etsin. Çünkü onun rahmeti gazabından üstün ve arıktır.