Mustafa, gece yarısı ayı ikiye böler; Ebulehep, kininden saçma sapan söylenir!
آن مسیحا مرده زنده میکند ** و آن جهود از خشم سبلت میکند
İsa ölüyü diriltir; Yahudi, hiddetinden sakalını yolar.
بانگ سگ هرگز رسد در گوش ماه ** خاصه ماهی کاو بود خاص اله
Köpeğin sesi ayın kulağına girer mi? Hele o ay, Allah hası olursa..
میخورد شه بر لب جو تا سحر ** در سماع از بانگ چغزان بیخبر
Padişah, sabaha kadar musiki âlemi yapar, su kenarında şarap içer, kurbağaların seslerinden haberi bile olmaz.
هم شدی توزیع کودک دانگ چند ** همت شیخ آن سخا را کرد بند
Çocuğun parası, orada bulunanlara müsaviyen takdim edilseydi herkese birkaç akçe düşerdi, çocuk da parasını alırdı. Fakat Şeyh’in himmeti bu cömertliği de bağladı.
تا کسی ندهد به کودک هیچ چیز ** قوت پیران از این بیش است نیز425
Bu suretle kimse çocuğa bir şey vermedi. Pirlerin kuvveti bundan da fazladır.
شد نماز دیگر آمد خادمی ** یک طبق بر کف ز پیش حاتمی
İkindi vakti oldu. Hizmetçi, Hatem gibi cömert birisinin verdiği bir tabak altını getirdi.
صاحب مالی و حالی پیش پیر ** هدیه بفرستاد کز وی بد خبیر
Mal sahibi halli bir kişi, Şeyh’in halini biliyordu, ona hediye göndermişti.