زانک بی شب دخل نبود طبع را ** پس چه اندر خرج آرد روزها 4420
Çünkü gece olmayınca insanın geliri, kuvveti olmaz… bu gelir olmayınca da gündüzler neyi harceder?
جذب هر عنصری جنس خود را کی در ترکیب آدمی محتبس شده است به غیر جنس
İnsanın vücudunda, kendi cinsinden başka bir şeyle hapsedilmiş olan unsurların kendi cinslerini çekmeleri
خاک گوید خاک تن را باز گرد ** ترک جان کن سوی ما آ همچو گرد
Toprak, bedenin toprağına “Dön geri, canı bırak, toz gibi bize gel.
جنس مایی پیش ما اولیتری ** به که زان تن وا رهی و زان تری
Sen, bizim cinsimizdensin, bedenden, o rutubetli yurttan kurtulup bize gelmen daha doğru” der.
گوید آری لیک من پابستهام ** گرچه همچون تو ز هجران خستهام
Beden de “Doğru… Ben de senin gibi ayrılıktan perişanım, fakat ayağım bağlı” diye cevap verir.
تری تن را بجویند آبها ** کای تری باز آ ز غربت سوی ما
Sular, “Ey yaşlı gurbetten gel, bize ulaş” diye bedenin yaşlığını aramakta.
گرمی تن را همیخواند اثیر ** که ز ناری راه اصل خویش گیر 4425
Esir, “Sen ateştensin… Aslına ulaşma yolunu tut” diye bedenin hararetini çağırıp durmaktadır.
هست هفتاد و دو علت در بدن ** از کششهای عناصر بی رسن
Unsurların ipsiz, halatsız çekişleri yüzünden bedende yetmiş iki türlü illet vardır.
علت آید تا بدن را بسکلد ** تا عناصر همدگر را وا هلد
İllet, unsurlar, birbirlerini bıraksınlar diye bedeni koparıp dağıtmak üzere gelir.
چار مرغاند این عناصر بستهپا ** مرگ و رنجوری و علت پاگشا
Bu unsurlar ayakları bağlı dört kuştur. Ölüm, hastalık ve illet de onların ayak bağlarını çözer.
پایشان از همدگر چون باز کرد ** مرغ هر عنصر یقین پرواز کرد
Birbirlerine bağlı olan ayakları çözüldü, açıldı mı her unsur kuşu hemencecik uçuverir.
جذبهی این اصلها و فرعها ** هر دمی رنجی نهد در جسم ما 4430
Bu asıllarla feri’lerin birbirlerini çekişi yüzünden her an bedenimizde bir illet zuhur eder.
تا که این ترکیبها را بر درد ** مرغ هر جزوی به اصل خود پرد
Kuşa benzeyen her cüz’ün aslına uçması için bu ulaşmayı bozup yırtmak ister
حکمت حق مانع آید زین عجل ** جمعشان دارد بصحت تا اجل
Fakat Allah’ın hikmeti, bu aceleye mâni olur. Onları ecel gelinceye kadar sıhhat vasıtasıyla toplu tutar.
گوید ای اجزا اجل مشهود نیست ** پر زدن پیش از اجلتان سود نیست
“Ey cüz’ler, daha ecel gelip görünmedi. Ecelden önce kanat çırpmanızda bir fayda yok” der.
چونک هر جزوی بجوید ارتفاق ** چون بود جان غریب اندر فراق
Her cüz’ü, kendi aslına arkadaş olmayı diler, ararsa ayrılıkta kalan bu garip canın hali ne olur. Var, sen kıyas et!
منجذب شدن جان نیز به عالم ارواح و تقاضای او و میل او به مقر خود و منقطع شدن از اجزای اجسام کی هم کندهی پای باز روحاند
Canın da ruhlar âlemine çekilmeyi dilemesi, onun da vatanına gitmeyi ve ayağının bağlayan şu cisme ait cüz’ülerden kurtulmayı istemesi
گوید ای اجزای پست فرشیم ** غربت من تلختر من عرشیم 4435
Can der ki: “Ey benim şu yeryüzüne mensup cüz’ülerim benim garipliğim sizin garipliğinizden daha acı… Ben, arşa mensubum.”
میل تن در سبزه و آب روان ** زان بود که اصل او آمد از آن
Tenin meyli, yeşilliğe, akarsuya… Çünkü aslı ondan.
میل جان اندر حیات و در حی است ** زانک جان لامکان اصل وی است
Canın meyli ise diriliğe, diriye… Çünkü aslı Lâmekân’ın canı!
میل جان در حکمتست و در علوم ** میل تن در باغ و راغست و کروم
Can, hikmete, bilgilere… Ten, bağa, bahçeye, üzüme meyleder.
میل جان اندر ترقی و شرف ** میل تن در کسب و اسباب علف
Can, yücelmeye, yükselmeye can atar; ten, kazanca, ota, yiyeceğe, içeceğe!
میل و عشق آن شرف هم سوی جان ** زین یحب را و یحبون را بدان 4440
O yücelmenin aşkı, o yücelmenin meylide canadır. “Allah onları sever onlarda Allah’ı” ayetini bundan anla!
حاصل آنک هر که او طالب بود ** جان مطلوبش درو راغب بود
Bunu anlatmaya kalkışsam sonu, ucu gelmez… Mesnevi’ye, daha böyle sekiz misli kâğıt bile yetişmez!
گر بگویم شرح این بی حد شود ** مثنوی هشتاد تا کاغذ شود
Hâsılı kim bir şey isterse istediği şey de ona rağbet eder.
آدمی حیوان نباتی و جماد ** هر مرادی عاشق هر بیمراد
İnsan, hayvan, nebat, cemat… Her şey, birbirine âşıktır. Bir adam, bir şeyi sevdi de muradı o oldu, başka bir şey dilemez bir hale geldi mi o muradı olan sevgilide muratsız hale gelen âşığına âşıktır.
بیمرادان بر مرادی میتنند ** و آن مرادان جذب ایشان میکنند
Muratsız hale gelen âşıklar, bir murat etrafında döner, dolaşır, yalnız sevgililerini dilerler ama muratları, maksatları olan sevgililer de onları kendilerine çekip dururlar.