-
عقل دو عقلست اول مکسبی ** که در آموزی چو در مکتب صبی 1960
- Akıl, iki akıldır: Birincisi kazanılan akıldır... Sen onu mektepte çocuk nasıl öğrenirse öyle öğrenirsin.
-
از کتاب و اوستاد و فکر و ذکر ** از معانی وز علوم خوب و بکر
- Kitaptan, üstattan, düşünceden, anıştan, manalardan, güzel ve dokunulmadık bilgilerden.
-
عقل تو افزون شود بر دیگران ** لیک تو باشی ز حفظ آن گران
- Aklın artar, başkalarından daha fazla akıllı olursun... Fakat bu ezberlemekle de ağırlaşır, sıkılırsın!
-
لوح حافظ باشی اندر دور و گشت ** لوح محفوظ اوست کو زین در گذشت
- Geze dolaşa âdeta bir ezberleme levhası kesilirsin... Hâlbuki bunlardan geçen Levhimahfuz olur!
-
عقل دیگر بخشش یزدان بود ** چشمهی آن در میان جان بود
- Öbür akıl, Allah vergisidir... Onun kaynağı candadır.
-
چون ز سینه آب دانش جوش کرد ** نه شود گنده نه دیرینه نه زرد 1965
- Gönülden bilgi ırmağı coştu mu ne kokar, ne eskir, ne de sararır!
-
ور ره نبعش بود بسته چه غم ** کو همیجوشد ز خانه دم به دم
- Kaynağın yolu bağlı ise ne gam! Çünkü o anbean ev içinden coşup durmaktadır!
-
عقل تحصیلی مثال جویها ** کان رود در خانهای از کویها
- Tahsil ile elde edilen akıl, ırmaklara benzer... O, şuradan buradan çıkar, evlere gider.
-
راه آبش بسته شد شد بینوا ** از درون خویشتن جو چشمه را
- Yolu kapandı mı çaresiz kalır, akmaz! Sen, çeşmeyi gönlünde ara.
-
قصهی آنک کسی به کسی مشورت میکرد گفتش مشورت با دیگری کن کی من عدوی توم
- Bir adamın, birisiyle danışıp görüşmesi, o adamın da ben senin düşmanınım ,başkasına danış demesi
-
مشورت میکرد شخصی با کسی ** کز تردد وا ردهد وز محبسی
- Bir adam, birisiyle meşverette bulunuyor, tereddütten kurtulmak, hapisten halâs olmak istiyordu.
-
گفت ای خوشنام غیر من بجو ** ماجرای مشورت با او بگو 1970
- O adam dedi ki: Hoş fakat benden başkasını ara bul da danışacağın şeyi ona danış!
-
من عدوم مر ترا با من مپیچ ** نبود از رای عدو پیروز هیچ
- Ben senin düşmanınım, bana sarılma... Düşmanın tedbiri, aydın olamaz!
-
رو کسی جو که ترا او هست دوست ** دوست بهر دوست لاشک خیرجوست
- Git, sana dost olan birisini ara... Dost şüphe yok ki dostun hayrını diler.
-
من عدوم چاره نبود کز منی ** کژ روم با تو نمایم دشمنی
- Ben düşmanım, benim gibisinden bir çare olmaz... Eğri gider, sana düşmanlık ederim.
-
حارسی از گرگ جستن شرط نیست ** جستن از غیر محل ناجستنیست
- Kurttan bekçilik istemek doğru bir şey değildir... Bir şeyi bulunmadığı yerde aramak, aramamak demektir.
-
من ترا بیهیچ شکی دشمنم ** من ترا کی ره نمایم ره زنم 1975
- Hiç şüphe etme ki ben sana düşmanım... Senin yolunu keserim ben, nasıl olur da sana yol gösteririm?
-
هر که باشد همنشین دوستان ** هست در گلخن میان بوستان
- Kim dostlarla düşer kalkarsa külhanda bile olsa gül bahçesindedir...
-
هر که با دشمن نشیند در زمن ** هست او در بوستان در گولخن
- Fakat zamanede düşmanla düşüp kalkan gül bahçesinde bile olsa külhandadır!
-
دوست را مازار از ما و منت ** تا نگردد دوست خصم و دشمنت
- Biz, ben diye varlığa düşerek dostu incitme de kimse, düşmanın olmasın!
-
خیر کن با خلق بهر ایزدت ** یا برای راحت جان خودت
- Allah için halka hayır yap yahut kendi canın için herkese hayırda bulun da.
-
تا هماره دوست بینی در نظر ** در دلت ناید ز کین ناخوش صور 1980
- Daima gözüne dost görünsün... Gönlüne kin yüzünden çirkin suretler gelmesin!
-
چونک کردی دشمنی پرهیز کن ** مشورت با یار مهرانگیز کن
- Fakat birisine düşmanlıkta bulundun mu ondan çekin... Seni seven bir dostla görüş, danışacağını ona danış!
-
گفت میدانم ترا ای بوالحسن ** که توی دیرینه دشمندار من
- Adam dedi ki: Ey iyi kişi, biliyorum seni... Sen benim eski düşmanımsın.
-
لیک مرد عاقلی و معنوی ** عقل تو نگذاردت که کژ روی
- Fakat akıllı ve manevi bir adamsın; aklın eğri gitmeme razı olmaz.
-
طبع خواهد تا کشد از خصم کین ** عقل بر نفس است بند آهنین
- Tabiat, düşmandan hıncını çıkartmak ister ama akıl, nefse demirden bir bağdır;