-
کرد مجنون را ز عشق پوستی ** کو بنشناسد عدو از دوستی
- Mecnun' u, bir deri aşkından öyle bir hale getirmiştir ki dostu düşmandan fark etmez olmuştur.
-
صد هزاران این چنین میدارد او ** که بر ادراکات تو بگمارد او
- Senin anlayışına havale edilecek bunun gibi yüzbinlerce şarabı vardır onun!
-
هست میهای شقاوت نفس را ** که ز ره بیرون برد آن نحس را
- Nefsin, kötülük şarapları var ki o kötü kişiyi bunlarla yoldan çıkarır!
-
هست میهای سعادت عقل را ** که بیابد منزل بینقل را
- Aklın, kutluluk şarapları var ki insan onların neşesiyle zevalsiz bir konak bulur.
-
خیمهی گردون ز سرمستی خویش ** بر کند زان سو بگیرد راه پیش 2690
- Sarhoşlukla gök kubbe çadırını o yandan söker, yola düşer!
-
هین بهر مستی دلا غره مشو ** هست عیسی مست حق خر مست جو
- Kendine gel ey gönül de mağrur olma. İsa, Allah sarhoşudur, eşek, arpa sarhoşu!
-
این چنین می را بجو زین خنبها ** مستیاش نبود ز کوته دنبها
- Şu küplerden o çeşit şaraplar ara ki sarhoşluğunun sonu gelmesin!
-
زانک هر معشوق چون خنبیست پر ** آن یکی درد و دگر صافی چو در
- Çünkü her sevgili, dolu bir küpe benzer, o tortuludur, bu inci gibi saf!
-
میشناسا هین بچش با احتیاط ** تا میی یابی منزه ز اختلاط
- Ey şarabı anlayan, tanıyan er, ihtiyatla tat da karışıksız, katıksız arı duru bir şarap bulasın!
-
هر دو مستی میدهندت لیک این ** مستیات آرد کشان تا رب دین 2695
- Her iki şarap da sarhoşluk verir ama bunun sarhoşluğu, adamı ta Allah' ya kadar çeker götürür!
-
تا رهی از فکر و وسواس و حیل ** بی عقال این عقل در رقصالجمل
- Bunu iç de düşünceden, vesveselerden, hile ve düzenlerden kurtul; akıl bağı olmaksızın deve gibi coş, raksa giriş!
-
انبیا چون جنس روحند و ملک ** مر ملک را جذب کردند از فلک
- Peygamberler, ruh ve melek âmindendirler, o yüzden gökteki meleği çekerler.
-
باد جنس آتش است و یار او ** که بود آهنگ هر دو بر علو
- Yel, ateş cinsindendir, onun dostudur, her ikisi de yücelir, yücelere çıkar!
-
چون ببندی تو سر کوزهی تهی ** در میان حوض یا جویی نهی
- Boş testinin ağzını kapadın da havuza yahut ırmağa attın mı?
-
تا قیامت آن فرو ناید به پست ** که دلش خالیست و در وی باد هست 2700
- Kıyamete kadar batmaz, çünkü içerisi boştur; o boşlukta hava vardır;
-
میل بادش چون سوی بالا بود ** ظرف خود را هم سوی بالا کشد
- Yelin meyli, yüceleredir, içinde bulunduğu kabı da yücelere kaldırır.
-
باز آن جانها که جنس انبیاست ** سویایشان کش کشان چون سایههاست
- Peygamberlerin cinsinden olan canlar da çekişe çekişe onların yanına giderler.
-
زانک عقلش غالبست و بی ز شک ** عقل جنس آمد به خلقت با ملک
- Çünkü bu kısımdan olan kişinin aklı üstündür, şüphe yok ki akıl da yaradılış bakımından melekle aynı cinstendir.
-
وان هوای نفس غالب بر عدو ** نفس جنس اسفل آمد شد بدو
- Nefis havası da düşmana üstündür, fakat nefis, aşağılık cinstendir, aşağılık âlemine gider!
-
بود قبطی جنس فرعون ذمیم ** بود سبطی جنس موسی کلیم 2705
- Kıpti, kötü Firavun' un cinsindendi. İsrail oğulları kabilelerine mensup olanlar da Allah kelimi Musa'nın cinsinden.
-
بود هامان جنستر فرعون را ** برگزیدش برد بر صدر سرا
- Haman, tam Firavun'un cinsindendi. Firavun, o yüzden onu seçmiş, başköşeye geçirmiş, kendisine vezir etmişti.
-
لاجرم از صدر تا قعرش کشید ** که ز جنس دوزخاند آن دو پلید
- Hâsılı sonunda da Haman, onu başköşeden ta cehennemin dibine kadar çekti. Çünkü o iki pis adam cehennem cinsindendi.
-
هر دو سوزنده چو ذوزخ ضد نور ** هر دو چون دوزخ ز نور دل نفور
- İkisi de cehennem gibi yakıcıydı.. ikisi de nurun, zıddı idi.. ikisi de cehennem gibi gönül nurundan çekinen ve nefret eden kişiydi!
-
زانک دوزخ گوید ای مومن تو زود ** برگذر که نورت آتش را ربود
- Çünkü cehennem, ey mümin, sırattan çabuk geç, nurun ateşimi söndürecek.
-
بگذر اى مومن كه نورت مىكشد ** آتشم را چون كه دامن مىكشد 2710
- Ey mümin, nurun eteğini sürüdü mü ateşimi, mahvedecek; hemen geç der.