تا میان اندر حدث او تا به شب ** غرق دباغیست او روزیطلب275
Rızkını elde etmek için her gün, akşamlara kadar pisliğe gömülmüştür, tabaklığa gark olunmuştur demişti.
پس چنین گفتست جالینوس مه ** آنچ عادت داشت بیمار آنش ده
Büyük Calinus da böyle demiştir: Hastaya, neye alışkınsa onu ver!
کز خلاف عادتست آن رنج او ** پس دوای رنجش از معتاد جو
Aykırı olan şeylerden zahmet çeker; onun için hastalığının ilacını da alıştığı şeylerde ara!
چون جعل گشتست از سرگینکشی ** از گلاب آید جعل را بیهشی
Bokböceği, daima pislik taşır durur... Bu yüzden de gülsuyundan bayılır.
هم از آن سرگین سگ داروی اوست ** که بدان او را همی معتاد و خوست
Onun ilâcı yine köpek pisliğidir... Çünkü ona alışmıştır, onunla halli hamur olmuştur.
الخبیثات الخبیثین را بخوان ** رو و پشت این سخن را باز دان280
“Pisler, peslerindir” ayetini oku da bu sözün önünü, sonunu anla!
ناصحان او را به عنبر یا گلاب ** می دوا سازند بهر فتح باب
Öğütçüler, pis kişiyi, ona bir kapı açılması, iyileşmesi için amberle, gülsuyu ile tedavi etmek isterler!
مر خبیثان را نسازد طیبات ** درخور و لایق نباشد ای ثقات
Fakat ey inanılır, itimat edilir kişiler, pislere temiz şeyler lâyık değildir ki!
چون زعطر وحی کژ گشتند و گم ** بد فغانشان که تطیرنا بکم
Onlar, vahyin güzel kokusuyla eğrilmişler, sapıtmışlardır da “Siz bize uğursuzsunuz, biz, sizin yüzünüzden kötülüğe uğradık” diye feryada başlamışlardır.
رنج و بیماریست ما را این مقال ** نیست نیکو وعظتان ما را به فال
“Bu söz, bize zahmet veriyor, bu sözden hastalanıyoruz... Sizin vaazınız iyi değil, bize iyi gelmiyor.
گر بیاغازید نصحی آشکار ** ما کنیم آن دم شما را سنگسار285
Eğer yine susmaz da nasihate başlarsanız derhal sizi taşlar, öldürürüz.
ما بلغو و لهو فربه گشتهایم ** در نصیحت خویش را نسرشتهایم
Biz, oyunla, abes ve saçma şeylerle semirmişiz... Öğüte hiç alışmamışız!
هست قوت ما دروغ و لاف و لاغ ** شورش معدهست ما را زین بلاغ
Bizim gıdamız yalandır, asılsız lâftır, saçma sapan sözlerdir... Sizin bildirdiğiniz şeyler, midemizi bozuyor.
رنج را صدتو و افزون میکنید ** عقل را دارو به افیون میکنید
Siz bu sözlerle hastalığımızı yüzlerce defa artırıyor... Akla ilâç olarak afyon veriyorsunuz” demişlerdir.
معالجه کردن برادر دباغ دباغ را به خفیه به بوی سرگین
خلق را میراند از وی آن جوان ** تا علاجش را نبینند آن کسان
Delikanlı, kardeşine yapacağı ilâcı kimse görmesin diye halkı uzaklaştırdı.
سر به گوشش برد همچون رازگو ** پس نهاد آن چیز بر بینی او290
290.Gizli bir şeyler söyler gibi ağzını kulağına götürdü, sonra da o şeyi burnuna koydu.
کو به کف سرگین سگ ساییده بود ** داروی مغز پلید آن دیده بود
Köpek pisliğini avucuna sürtmüştü... Pis beynin ilâcını bu pislikle görmüştü.
ساعتی شد مرد جنبیدن گرفت ** خلق گفتند این فسونی بد شگفت
Avucunu koklatır koklatmaz adam, deprenmeye başladı. Halk, bu pek mühim bir afsun dediler...
کین بخواند افسون به گوش او دمید ** مرده بود افسون به فریادش رسید
Afsunu okuyup kulağına üfürdü... Adam adeta ölmüştü, afsun imdadına yetişti!
جنبش اهل فساد آن سو بود ** که زنا و غمزه و ابرو بود
Kötü kişilerin hareketi o yandandır... Zina, bakışla, göz ve kaş işaretiyle harekete gelir.
هر کرا مشک نصیحت سود نیست ** لا جرم با بوی بد خو کردنیست295
Kime öğüt miski fayda vermezse muhakkak o, kötü kokulara alışmıştır.
مشرکان را زان نجس خواندست حق ** کاندرون پشک زادند از سبق
Allah, müşrikler, tâ ezelden pislik içinde doğduklarından onlara “Necis-pis” demiştir.
کرم کو زادست در سرگین ابد ** مینگرداند به عنبر خوی خود
Pislik içinde doğan kurt, ebediyen huyundan dönmez, ambere bakmaz!
چون نزد بر وی نثار رش نور ** او همه جسمست بیدل چون قشور
Ona nur saçısı isabet etmemiştir... O, tamamı ile cisimden ibarettir, kabuk gibi içsiz, gönülsüzdür o!
ور ز رش نور حق قسمیش داد ** همچو رسم مصر سرگین مرغزاد
Hak nuru saçısından nasibi varsa, bu nur, ona da değmişse pisliğe düşse bile Mısır’da olduğu gibi o pislik içine gömülen yumurtadan bir kuş meydana gelir!