فایدهی هر ظاهری خود باطنیست ** همچو نفع اندر دواها کامنست2880
Her görünen şeyin faydası, faydanın ilaçlarda gizli oluşu gibi o şeyin içinde gizlidir.
تفسیر این آیت کی و ما خلقنا السموات والارض و ما بینهما الا بالحق نیافریدمشان بهر همین کی شما میبینید بلک بهر معنی و حکمت باقیه کی شما نمیبینید آن را
“Gökleri ve yeri ve ikisi arasındakileri hak üzere yarattım” yani onları yalnız görün diye değil,sizin görmediğiniz mâna ve bakî olan bir hikmet için yarattım âyetinin tefsiri
هیچ نقاشی نگارد زین نقش ** بی امید نفع بهر عین نقش
Hiçbir ressam var mıdır ki yaptığı resmi, hiçbir menfaat ümidi gözetmeden yalnız resim yapmak için yapsın.
بلک بهر میهمانان و کهان ** که به فرجه وارهند از اندهان
Hem resim yapmak için yapar, hem de uluların büyüklerin bir vesile ile kederlerinden kurtulmalarını ister.
شادی بچگان و یاد دوستان ** دوستان رفته را از نقش آن
Çocukların neşelenmesini, bu resimle ölüp gitmiş dostların, dostlar tarafından hatırlanmasını diler.
هیچ کوزهگر کند کوزه شتاب ** بهر عین کوزه نه بر بوی آب
Hiçbir testici yoktur ki içine su konmasını düşünmeden testisini, sırf testi yapmak için yapsın!
هیچ کاسه گر کند کاسه تمام ** بهر عین کاسه نه بهر طعام2885
Hiçbir kâseci yoktur ki kaseyi ancak kâse olmak için yapsın da içine yemek konmak için yapmasın!
هیچ خطاطی نویسد خط به فن ** بهر عین خط نه بهر خواندن
Hiçbir hattat yoktur ki özene bezene yazdığı yazıyı yalnız yazısını, yazısının güzelliğini göstermek için yazsın da okumak için yazmasın.
نقش ظاهر بهر نقش غایبست ** وان برای غایب دیگر ببست
Görünen suret gayp âlemindeki surete delâlet eder, o da başka bir gayp suretinden vücut bulmuştur.
تا سوم چارم دهم بر میشمر ** این فواید را به مقدار نظر
Böylece bunları, görüşünün miktarınca ta üçüncü dördüncü, onuncu surete kadar say dur.
همچو بازیهای شطرنج ای پسر ** فایدهی هر لعب در تالی نگر
Oğul bunla, satrançtaki oyunlara benzer... her oyunun faydasını ondan sonrakinde gör.
این نهادند بهر آن لعب نهان ** وان برای آن و آن بهر فلان2890
Bu oyunu, o gizli oyunu oynamak için, onu da diğer bir oyun için... nihayet o oyunu da bir başka oyun için oynarlar.
همچنین دیده جهات اندر جهات ** در پی هم تا رسی در برد و مات
Gözünü böylece etraftan ileriye çevir de ta karşındakini mat edip oyunu kazanıncaya dek ne oyunlar oynayacaksan hepsini gör.
اول از بهر دوم باشد چنان ** که شدن بر پایههای نردبان
Merdiven basamaklarına çıkmak için önce birincisine, sonra ikincisine basmak lazım.
و آن دوم بهر سوم میدان تمام ** تا رسی تو پایه پایه تا به بام
İkincisi de bil ki üçüncüsüne çıkmak için kurulmuştur... böyle, böyle merdivenin son basamağına çıkar dama varırsın.
شهوت خوردن ز بهر آن منی ** آن منی از بهر نسل و روشنی
Yemek meni içindir... meni de soy sop üretmek, gönlü gözü aydınlatmak içindir.
کندبینش مینبیند غیر این ** عقل او بیسیر چون نبت زمین2895
Fakat kısa görüşlü adam, ilk işten başka bir şey görmez... aklı yerde yetişen otlara benzer, yere mahkûmdur, gezmez dolaşamaz.
نبت را چه خوانده چه ناخوانده ** هست پای او به گل در مانده
Otu, ha çağırmışsın,ha çağırmamışsın... ayağı toprağa kakılmış kalmıştır.
گر سرش جنبد پیر باد رو ** تو به سر جنبانیش غره مشو
Rüzgarın tesiri ile başını sallasa da baş sallanmasına aldanma.
آن سرش گوید سمعنا ای صبا ** پای او گوید عصینا خلنا
Başı, ey seher yeli, duyduk, peki der ama ayağı isyan ediyoruz bırak bizi der.
چون ندارد سیر میراند چون عام ** بر توکل مینهد چون کور گام
Kısa görüşlüde gezip dolaşmayı bilmediğinden aşağılık kişiler gibi sürünüp gider... körler gibi Tanrıya dayanıp adım atar.
بر توکل تا چه آید در نبرد ** چون توکل کردن اصحاب نرد2900
Savaşta Tanrıya dayanmaktan ne fayda çıkar ki? Bu tavla oynayan acemilerin Tanrıya dayanmasına benzer.
وآن نظرهایی که آن افسرده نیست ** جز رونده و جز درندهی پرده نیست
Donup kalmamış olan keskin bakışlarsa, ileriyi delip gider, perdeleri yırtıp görür.
آنچ در ده سال خواهد آمدن ** این زمان بیند به چشم خویشتن
Bu bakışa sahip olanlar, on yıl sonra olacak şeyi şimdicik, hem de gözleri ile görürler.
همچنین هر کس به اندازهی نظر ** غیب و مستقبل ببیند خیر وشر
Böylece herkes bakışı ve görüşü miktarınca gaybı da görür, geleceği de... hayrı da görür şerri de.
چونک سد پیش و سد پس نماند ** شد گذاره چشم و لوح غیب خواند
Gözün önünde ardında bir hail kalmadı mı bütün dünya dümdüz olur, göz, gayp levhini bile okur.