همچو میل کودکان با مادران ** سر میل خود نداند در لبان
Çocukların, analarına olan meyli gibi… Ama o, bu meylin ve ana sütüne olan bu iştiyakın sırrını bilmez. (T.M.)
همچو میل مفرط هر نو مرید ** سوی آن پیر جوانبخت مجید
Her yeni dervişin, yüce bahtlı şeyhine fart-ı muhabbeti de, bu meyil kabilindendir. (T.M.)
جزو عقل این از آن عقل کلست ** جنبش این سایه زان شاخ گلست
Bu dervişin akl-ı cüzisi, akl-ı küll mesabesinde bulunan o şeyh-i kâmil ve mükemmildendir. Bu gölgenin oynaması da, o gül dalının hareketindendir. (T.M.)
سایهاش فانی شود آخر درو ** پس بداند سر میل و جست و جو
Nihayet gölgesi onda yok olur da, derviş, şeyhine olan muhabbetin sırrını anlar. (T.M.)
سایهی شاخ دگر ای نیکبخت ** کی بجنبد گر نجنبد این درخت3645
Ey iyi talihli kimse! Ağaç sallanmasa, dalının gölgesi nasıl kımıldar? (T.M.)
باز از حیوان سوی انسانیش ** میکشید آن خالقی که دانیش
همچنین اقلیم تا اقلیم رفت ** تا شد اکنون عاقل و دانا و زفت
Böylece insan, iklimden iklime, yani mertebeden mertebeye geçerek akil, âlim ve kâmil olur. (T.M.)
عقلهای اولینش یاد نیست ** هم ازین عقلش تحول کردنیست
Evvelki akılları, yani bulunduğu mertebelerdeki şuuru hatırında değildir. Nitekim en son aklı da değişecektir. (T.M.)
تا رهد زین عقل پر حرص و طلب ** صد هزاران عقل بیند بوالعجب
گر چو خفته گشت و شد ناسی ز پیش ** کی گذارندش در آن نسیان خویش3650
Vakıa, uyumuş, yani bu dünyaya gelmiş evvelki hallerini unutmuştur. Fakat onu, o unutma halinde bırakmazlar. (T.M.)
باز از آن خوابش به بیداری کشند ** که کند بر حالت خود ریشخند
Tekrar o uykudan, onu uyandırırlar. Uyanınca, kendi haline gülmeye başlayıp… (T.M.)
که چه غم بود آنک میخوردم به خواب ** چون فراموشم شد احوال صواب
Rüyada gördüğüm o gam ve keder, neydi? Nasıl oldu da, doğru düzen halleri unuttum?(T.M.)
چون ندانستم که آن غم و اعتلال ** فعل خوابست و فریبست و خیال
“O gamların ve illetlerin uyku hali, aldanma ve hayal bulunduğunu nasıl fark edemedim” der. (T.M.)
همچنان دنیا که حلم نایمست ** خفته پندارد که این خود دایمست
Dünya da böyledir; uyuyanın gördüğü rüya gibidir. Rüya görenin, gördüğü şeyleri devam edip gidecek sandığı gibi, gaflet uykusunda bulunanlar da, dünyayı sürüp gidecek sanırlar. (T.M.)
تا بر آید ناگهان صبح اجل ** وا رهد از ظلمت ظن و دغل3655
Ama ansızın ecel sabahı zuhur edince, zan ve hile karanlığından kurtulur. (T.M.)
خندهاش گیرد از آن غمهای خویش ** چون ببیند مستقر و جای خویش
هر چه تو در خواب بینی نیک و بد ** روز محشر یک به یک پیدا شود
Bu dünya uykusunda gördüğün düşlerin hepsi, mahşer gününde, birer birer peyda olacaktır. (T.M.)
آنچ کردی اندرین خواب جهان ** گرددت هنگام بیداری عیان
Dünya uykusunda ne yapmış isen, o uyanıklık âleminde sana aşikâr olacaktır. (T.M.)
تا نپنداری که این بد کردنیست ** اندرین خواب و ترا تعبیر نیست
Sakın bu rüyada kötülük etmenin tabiri yoktur sanma! (T.M.)
بلک این خنده بود گریه و زفیر ** روز تعبیر ای ستمگر بر اسیر3660
Ey esir ve fakire zulmeden! Belki, senin rüyada, yani dünyada gülüşün, uyandığın mahşer gününde ağlama ve içine çekme halinde tabir edilecektir. (T.M.)
گریه و درد و غم و زاری خود ** شادمانی دان به بیداری خود
Rüyadaki ağlayışını, dert ve gam ile inleyişini ise, uyanıklıkta meserret bil! (T.M.)
ای دریده پوستین یوسفان ** گرگ بر خیزی ازین خواب گران
Ey Yusufların dersini yırtan, ey acizlere zulmetmiş olan kimse! O ağır uykudan, kurt olarak uyanırsın! (T.M.)
گشته گرگان یک به یک خوهای تو ** میدرانند از غضب اعضای تو
خون نخسپد بعد مرگت در قصاص ** تو مگو که مردم و یابم خلاص
Kısastan sonra ölürsün ama ölümünden sonra da, o kan uyumaz. “Artık ben öldüm, kurtuldum” deme! (T.M.)
این قصاص نقد حیلتسازیست ** پیش زخم آن قصاص این بازیست3665
Bu dünyanın kısası, âlemin nizamı için bir çaredir. Ahiretteki kısasa nispetle, oyuncak gibidir. (T.M.)