-
لاجرم مغلوب باشد عقل او ** جز سوی خسران نباشد نقل او
- Nihayet onun aklı alt olur. Ziyandan başka bir yere göçemez.
-
ای خنک آن کس که عقلش نر بود ** نفس زشتش ماده و مضطر بود
- Ne mutlu aklı erkek olana, çirkin nefsi dişi ve âciz bulunana!
-
عقل جزویاش نر و غالب بود ** نفس انثی را خرد سالب بود
- Cüzi aklı, erkek ve üst olursa dişi nefsini aklı, alt eder.
-
حملهی ماده به صورت هم جریست ** آفت او همچو آن خر از خریست 2465
- Görünüşte dişinin saldırması da kuvvetlidir ama onun ziyanı, o eşek gibi, eşekliğindendir.
-
وصف حیوانی بود بر زن فزون ** زانک سوی رنگ و بو دارد رکون
- Kadında hayvan sıfatı üstündür. Çünkü kadının renge, kokuya meyli vardır.
-
رنگ و بوی سبزهزار آن خر شنید ** جمله حجتها ز طبع او رمید
- O eşek de çayırlığın rengini, kokusunu duyunca elindeki bütün deliller kaçıp gitti.
-
تشنه محتاج مطر شد وابر نه ** نفس را جوع البقر بد صبر نه
- Yağmura muhtaç bir susuz haline geldi, bulut yoktu, öküz açlığına uğradı, sabrı yoktu.
-
اسپر آهن بود صبر ای پدر ** حق نبشته بر سپر جاء الظفر
- Babam, sabır demir kalkandır. Tanrı, kalkana "Zafer geldi çattı" yazısını yazmıştır.
-
صد دلیل آرد مقلد در بیان ** از قیاسی گوید آن را نه از عیان 2470
- Mukallit, söz arasında yüzlerce delil getirir. Fakat onları kıyas bakımından söyler, açık bir tarzda değil.
-
مشکآلودست الا مشک نیست ** بوی مشکستش ولی جز پشک نیست
- Misklere bulanmıştır ama misk değildir. Kendisinde misk kokusu vardır ama pis bir şeydir ancak.
-
تا که پشکی مشک گردد ای مرید ** سالها باید در آن روضه چرید
- Ey mürit, pislik, misk haline gelinceye kadar yıllarca o bahçede otlamak gerek.
-
که نباید خورد و جو همچون خران ** آهوانه در ختن چر ارغوان
- Evet, arpa yememeli eşekler gibi. Ceylâncasına Huten ülkesinde erguvan otlamak gerek.
-
جز قرنفل یا سمن یا گل مچر ** رو به صحرای ختن با آن نفر
- Karanfilden, yaseminden, gülden başka bir şey otlama. O ceylânlarla Huten sahrasına yürü!
-
معده را خو کن بدان ریحان و گل ** تا بیابی حکمت و قوت رسل 2475
- Mideni o reyhanlara, güllere alıştır da peygamberlerin hikmet ve gıdasını bul.
-
خوی معده زین که و جو باز کن ** خوردن ریحان و گل آغاز کن
- Mideni şu ottan, arpadan vazgeçir, reyhan ve gül yemeye başla.
-
معدهی تن سوی کهدان میکشد ** معدهی دل سوی ریحان میکشد
- Ten midesi, insanı samanlığa çeker. Gönül midesi reyhanlığa.
-
هر که کاه و جو خورد قربان شود ** هر که نور حق خورد قرآن شود
- Ot ve arpa yiyen kurban olur. Tanrı nuriyle gıdalanan Kuran olur.
-
نیم تو مشکست و نیمی پشک هین ** هین میفزا پشک افزا مشک چین
- Senin yarın pisliktir, yarın misk. Kendine gel de pisliği değil, Çin miskini artır.
-
آن مقلد صد دلیل و صد بیان ** در زبان آرد ندارد هیچ جان 2480
- O mukallitte yüzlerce delil, yüzlerce söz vardır. Ama dile getirince görürsün ki onlarda can yok.
-
چونک گوینده ندارد جان و فر ** گفت او را کی بود برگ و ثمر
- Söyliyende can ve fer olmazsa sözünde yaprak ve meyva nerden olacak? Öyle söz, tesir eder mi hiç?
-
میکند گستاخ مردم را به راه ** او بجان لرزانترست از برگ کاه
- Küstahçasına insanları yola sokar ama kendisi saman çöpünden fazla titrer.
-
پس حدیثش گرچه بس با فر بود ** در حدیثش لرزه هم مضمر بود
- Sözü pek parlaktır, fakat sözünde de bir titreyiş gizlidir.
-
فرق میان دعوت شیخ کامل واصل و میان سخن ناقصان فاضل فضل تحصیلی بر بسته
- Kâmil ve Tanrı'ya ulaşmış şeyhin davetiyle, okumakla fazilet kazanmış kişilerin sözleri arasındaki fark
-
شیخ نورانی ز ره آگه کند ** با سخن هم نور را همره کند
- Nura ulaşmış şeyh, insana yol bildirir, sözünü nurla yoldaş eder.
-
جهد کن تا مست و نورانی شوی ** تا حدیثت را شود نورش روی 2485
- Çalış çabala da sarhoş ol, nura ulaş, sözünden Tanrı nuru aksın.
-
هر چه در دوشاب جوشیده شود ** در عقیده طعم دوشابش بود
- Pekmez içinde ne kaynatılırsa pekmez lezzetini alır.