بلبلان گرد شکوفهی پر گره ** که از آنچ میخوری ما را بده
Bülbüller, yediğin şeyden bize de vei' diye kıvrım kıvrım çiçeklerin çevrelerinde uçuşur, ötüşürler.
این سخن پایان ندارد کن رجوع ** سوی آن روباه و شیر و سقم و جوع
Bu sözün sonu yoktur. Sen yine o tilkinin, aslanın, o illetin ve açlığın hikâyesine dön!
بردن روبه خر را پیش شیر و جستن خر از شیر و عتاب کردن روباه با شیر کی هنوز خر دور بود تعجیل کردی و عذر گفتن شیر و لابه کردن روبه را شیر کی برو بار دگرش به فریب
Tilkinin, eşeği aslanın yanına götürmesi, eşeğin aslandan kaçışı, tilkinin aslanı eşek daha uzaktayken neden acele ettin? diye azarlaması, Aslanın özür getirerek git, bir daha kandır diye tilkiye yalvarması
چونک بر کوهش بسوی مرج برد ** تا کند شیرش به حمله خرد و مرد
Tilki, eşeği alıp çayırlığa götürdü. Aslan, ona saldırıp paramparça edecekti.
دور بود از شیر و آن شیر از نبرد ** تا به نزدیک آمدن صبری نکرد 2565
Eşek, aslandan uzaktı. Eşeği görünce hırsından yaklaşmasına sabredemedi.
گنبدی کرد از بلندی شیر هول ** خود نبودش قوت و امکان حول
Birden korkunç bir surette kükredi. Fakat kı-mıldıyacak kuvveti yoktu zaten.
خر ز دورش دید و برگشت و گریز ** تا به زیر کوه تازان نعل ریز
Eşek, uzaktan bunu görünce dönüp nalları kaldırdı, tâ dağın eteğine kadar kaçtı.
گفت روبه شیر را ای شاه ما ** چون نکردی صبر در وقت وغا
Tilki dedi ki: A padişahım, kavga zamanında neden sabretmedin?
تا به نزدیک تو آید آن غوی ** تا باندک حملهای غالب شوی
O sapık, sana yaklaşsaydı hafif bir saldırışta ona üstün gelirdin.
مکر شیطانست تعجیل و شتاب ** لطف رحمانست صبر و احتساب 2570
Acele, Şeytanın hilesidir; sabır ve tedbir, Tanrının lûtfu.
دور بود و حمله را دید و گریخت ** ضعف تو ظاهر شد و آب تو ریخت
O uzaktaydı, hamleni görüp kaçtı. Zayıflığını anladı, yüzünün suyunu döktü.
گفت من پنداشتم بر جاست زور ** تا بدین حد میندانستم فتور
Aslan, kuvvetim yerinde sandım, dedi, bu derece halsiz kaldığımı zannetmiyordum.
نیز جوع و حاجتم از حد گذشت ** صبر و عقلم از تجوع یاوه گشت
Fakat açlık ve ihtiyacım hadden aştı. Açlıktan sabrım da kayboldu, aklım da.
گر توانی بار دیگر از خرد ** باز آوردن مر او را مسترد
Elinden gelirse bir kere daha onu baştan çıkar, buraya getir.
منت بسیار دارم از تو من ** جهد کن باشد بیاریاش به فن 2575
Düzenlerle onu buraya getirmeye çalış. Sana pek minnettar olurum.
گفت آری گر خدا یاری دهد ** بر دل او از عمی مهری نهد
Tilki, evet dedi; Tanrı yardım eder de körlükle gözünü bağlar.
پس فراموشش شود هولی که دید ** از خری او نباشد این بعید
Çektiği korkuyu unutursa ne âlâ. Bu da, onun eşekliğinden uzak değildir.
لیک چون آرم من او را بر متاز ** تا ببادش ندهی از تعجیل باز
Fakat onu kandırır da buraya getirirsem yine acele edip emeğimi yele verme.
گفت آری تجربه کردم که من ** سخت رنجورم مخلخل گشته تن
Aslan dedi ki: Evet, sınadım, anladım ki pek. halsizim, bedenimde fer kalmamış.
تا به نزدیکم نیاید خر تمام ** من نجنبم خفته باشم در قوام 2580
Eşek tamamiyle bana yaklaşmadıkça yerimden bile kımıldamam. Kendimi öylece uyur gösteririm.
رفت روبه گفت ای شه همتی ** تا بپوشد عقل او را غفلتی
Tilki yola düştü. "Aman padişahım, sen bana. himmet et de aklını bir gaflet bürüsün.
توبهها کردست خر با کردگار ** که نگردد غرهی هر نابکار
Eşek, her kötü kişiye kanmamak için Tanrı'ya? tövbeler etmiştir.
توبههااش را به فن بر هم زنیم ** ما عدوی عقل و عهد روشنیم
Onun tövbelerini hilelerimle bozayım. Biz, aklın ve aydın ahdin düşmanıyız.
کلهی خر گوی فرزندان ماست ** فکرتش بازیچهی دستان ماست
Eşek başı, çocuklarımızın topudur, eşek fikri, elimizin oyuncağı!" diyordu.
عقل که آن باشد ز دوران زحل ** پیش عقل کل ندارد آن محل 2585
Zühal yıldızının devrinden meydana gelen aklın, aklı küll'e karşı ne değeri vardır?
از عطارد وز زحل دانا شد او ** ما ز داد کردگار لطفخو
O akıl, Utarit'le Zühal'den feyiz alır, bilgi sahibi olur. Bizse sıfatı lütuf ve ihsan olan Tanrı kereminden feyiz alır, bilgi sahibi oluruz.