-
دفع او میخواهد و میبایدش ** دیو هر دم غصه میافزایدش
- Eğer Tanrı,bir adamdan şeytanı sürüp kovmak diler de buna rağmen Şeytan,her an o adamın derdini arttırırsa,
-
بندهی این دیو میباید شدن ** چونک غالب اوست در هر انجمن
- Bu şeytana kul olmak gerek. Çünkü her mecliste üstün çıkan o.
-
تا مبادا کین کشد شیطان ز من ** پس چه دستم گیرد آنجا ذوالمنن 2935
- Ben, aman Şeytan bunu benden kapmasın der durursam peki,böyle bir anda o ihsanlar sahibi Tanrı neden elimi tutmaz.
-
آنک او خواهد مراد او شود ** از کی کار من دگر نیکو شود
- Onun dilediği oluyorsa artık benim işim kimden düzelir ki?
-
مثل شیطان بر در رحمان
- Şeytanın Tanrı kapısındaki hali
-
حاش لله ایش شاء الله کان ** حاکم آمد در مکان و لامکان
- Haşa;Tanrı,neyi dilerse o olur. O,mekan aleminde de hakimdir, mekansızlık aleminde de.
-
هیچ کس در ملک او بیامر او ** در نیفزاید سر یک تای مو
- Hiçbir kimse,onun ülkesinde onun emri olmadıkça bir kılı bile kımıldatamaz.
-
ملک ملک اوست فرمان آن او ** کمترین سگ بر در آن شیطان او
- Mülk onundur,ferman onun.Onun kapısında en aşağılık köpek, Şeytandır,
-
ترکمان را گر سگی باشد به در ** بر درش بنهاده باشد رو و سر 2940
- Türkmenin, kapısında bir köpeği olsa,o köpek,onun kapısına yüzünü,başını koyup yatsa,
-
کودکان خانه دمش میکشند ** باشد اندر دست طفلان خوارمند
- Evin çocukları,kuyruğunu bile çekseler aldırmaz, onların ellerinde oyuncak olur.
-
باز اگر بیگانهای معبر کند ** حمله بر وی همچو شیر نر کند
- Fakat yoldan bir yabancı geçse erkek arslan gibi ona saldırır.
-
که اشداء علی الکفار شد ** با ولی گل با عدو چون خار شد
- Çünkü 'Kafirlere şiddetlidir',dosta gül gibidir, düşmana diken gibi.
-
ز آب تتماجی که دادش ترکمان ** آنچنان وافی شدست و پاسبان
- Türkmen,ona tutmaç suyu bile verse o, buna razı olur, bekçiliğini yapar.
-
پس سگ شیطان که حق هستش کند ** اندرو صد فکرت و حیلت تند 2945
- Peki, köpek Şeytanı da Tanrı yaratmıştır. Onda yüzlerce düşünce, yüzlerce hile halk etmiştir.
-
آب روها را غذای او کند ** تا برد او آب روی نیک و بد
- İyinin,kötünün yüzsuyunu gidersin diye yüzsularını ona gıda etmiştir.
-
این تتماجست آب روی عام ** که سگ شیطان از آن یابد طعام
- Halkın yüzsuyu, ona verilen tutmaç suyudur. Şeytan bunu yer,bununla doyar.
-
بر در خرگاه قدرت جان او ** چون نباشد حکم را قربان بگو
- Böyle olduğu halde nasıl olur da canı, kudret otağının önünde kurban olmaz?
-
گله گله از مرید و از مرید ** چون سگ باسط ذراعی بالوصید
- İyilerden de,kötülerden de sürü sürü nice kişiler var ki ayaklarını yere döşemiş, köpek gibi o kapıya yönelmiştir.
-
بر در کهف الوهیت چو سگ ** ذره ذره امرجو بر جسته رگ 2950
- Hepsi de Tanrılık mağarasının eşiğinde köpek gibi yatmışlar, zerre zerre buyruk beklemede,kulak kabartmadalar.
-
ای سگ دیو امتحان میکن که تا ** چون درین ره مینهند این خلق پا
- Ey köpek Şeytan, halk bu yola ayak bastı mı onları sına.
-
حمله میکن منع میکن مینگر ** تا که باشد ماده اندر صدق و نر
- Saldır onlara, onları buraya koma. Bu suretle bak bakalım,doğrulukta hangisi er, hangisi dişi?
-
پس اعوذ از بهر چه باشد چو سگ ** گشته باشد از ترفع تیزتگ
- “Tanrıya sığınırım” neden denir? Köpek, kızıp saldırmaya başlayınca değil mi?
-
این اعوذ آنست کای ترک خطا ** بانگ بر زن بر سگت ره بر گشا
- Ey Hıta Türkü "Tanrı'ya sığınırım" demek, köpeğe bağır, yolu aç da,
-
تا بیایم بر در خرگاه تو ** حاجتی خواهم ز جود و جاه تو 2955
- Otağının kapısına geleyim, senin cömertliğinden bir hacet dileyeyim demektir.
-
چونک ترک از سطوت سگ عاجزست ** این اعوذ و این فغان ناجایزست
- Türk, köpeğin saldırışından âciz olunca bu "Tanrı'ya sığınırım" demek, bu feryadetmek, yerinde bir iş değildir.
-
ترک هم گوید اعوذ از سگ که من ** هم ز سگ در ماندهام اندر وطن
- Türk de "Tanrı'ya sığınırım" bu köpekten. Bu köpeğin yüzünden yurdumda âciz kaldım.