-
من همه عمر این چنین آواز زشت ** هیچ نشنیدم درین دیر و کنشت 3380
- Bütün ömrümde bu kilisede,şu manastırda bu derece çirkin bir ses duymadım dedi.
-
خوهرش گفتا که این بانگ اذان ** هست اعلام و شعار مومنان
- Kızkardeşi,bu ezandır,müslümanlar okur,müslümanları ibadete çağırırlar dedi.
-
باورش نامد بپرسید از دگر ** آن دگر هم گفت آری ای پدر
- İnanmadı,başkasına sordu,o da evet deyince,
-
چون یقین گشتش رخ او زرد شد ** از مسلمانی دل او سرد شد
- İnandı,yüzü sapsarı kesildi,müslümanlık hevesi kalmadı.
-
باز رستم من ز تشویش و عذاب ** دوش خوش خفتم در آن بیخوف خواب
- Ben de teşvişten,azaptan kurtuldum,dün gece korkusuz,rahat bir uyku uyudum.
-
راحتم این بود از آواز او ** هدیه آوردم به شکر آن مرد کو 3385
- Onun sesinden bundan dolayı rahatlaştım.Onun için de ona hediye getirdim;nerde o adam?
-
چون بدیدش گفت این هدیه پذیر ** که مرا گشتی مجیر و دستگیر
- Müezzini görünce bu hediyeyi kabul et dedi,beni dertten kurtardın,elimi tuttun.
-
آنچ کردی با من از احسان و بر ** بندهی تو گشتهام من مستمر
- Bana öyle bir ihsanda bulundun ki senin azat kabul etmez bir kulun oldum.
-
گر به مال و ملک و ثروت فردمی ** من دهانت را پر از زر کردمی
- Malda,mülkte,zenginlikte tek bir kişi olsaydım ağzını altınla doldururdum.
-
هست ایمان شما زرق و مجاز ** راهزن همچون که آن بانگ نماز
- İşte sizin imanınız da bunun gibi riya,geçici bir şey.O ezan gibi yol kesici.
-
لیک از ایمان و صدق بایزید ** چند حسرت در دل و جانم رسید 3390
- Fakat Bayezid'in imanına,onun doğruluğuna karşı gönlümde nice hasret var.
-
همچو آن زن کو جماع خر بدید ** گفت آوه چیست این فحل فرید
- Hani şu kadın gibi..Eşeğin çiftleşmesini gördü de dedi ki:Amanın,şu tek erkeğe bakın!
-
گر جماع اینست بردند این خران ** بر کس ما میریند این شوهران
- Çiftleşme buysa bizim kocalarımız,bizimle çiftleşmiyorlar,içimize aptes bozuyorlar.
-
داد جمله داد ایمان بایزید ** آفرینها بر چنین شیر فرید
- Bayezid,imanın bütün şartlarını haiz..Aferinler olsun bunun gibi tek aslana!
-
قطرهای ز ایمانش در بحر ار رود ** بحر اندر قطرهاش غرقه شود
- Onun imanının bir katrası denize gitse deniz,o katrada gark olur.
-
همچو ز آتش ذرهای در بیشهها ** اندر آن ذره شود بیشه فنا 3395
- Nitekim bir zerrecik ateş,ormanlara düşse o zerre,bütün ormanları yakar,yok eder.
-
چون خیالی در دل شه یا سپاه ** کرد اندر جنگ خصمان را تباه
- Padişahın,yahut ordunun gönlündeki hayal gibi.O hayal de hayaldir ama savaşta düşmanları mahveder.
-
یک ستاره در محمد رخ نمود ** تا فنا شد گوهر گبر و جهود
- Muhammed'in yüzünde bir yıldızdır parladı,kafirlerin,çıfıtların gevherleri yok oldu.
-
آنک ایمان یافت رفت اندر امان ** کفرهای باقیان شد دو گمان
- İmana erişen aman buldu,imana gelmiyenlerin şüphesi iki kat oldu.
-
کفر صرف اولین باری نماند ** یا مسلمانی و یا بیمی نشاند
- Önce gelenlerin halis küfrü kalmadı da yerini ya müslümanlık tuttu,ya korku..
-
این به حیله آب و روغن کردنیست ** این مثلها کفو ذرهی نور نیست 3400
- Bu da hileyle suyu yağa karıştırmaktır.Bu örnekler,nurun zerresine eşit olamaz.
-
ذره نبود جز حقیری منجسم ** ذره نبود شارق لا ینقسم
- Zerre,bir cisimden ayrılmış,küçücük bir parçadan başka bir şey değildir.Zerre,taksim kabul etmiyen güneş olamaz ki.
-
گفتن ذره مرادی دان خفی ** محرم دریا نهای این دم کفی
- Zerre demekte bil ki gizli bir muradım var.Sen,denize mahrem değilsin,ancak köpüksün şimdi.
-
آفتاب نیر ایمان شیخ ** گر نماید رخ ز شرق جان شیخ
- Şeyhin parlak iman güneşi,şeyhin can doğusundan yüz gösterse,
-
جمله پستی گنج گیرد تا ثری ** جمله بالا خلد گیرد اخضری
- Bütün aşağılık alemi ta yerin dibine kadar hazine kesilir,bütün yücelikler alemi,yemyeşil cennete döner.