-
آنچ معلوم تو نبود چیست آن ** وآنچ یادت نیست کو اندر جهان
- Sence bilinmeyen ne var? Alemde hatırında olmayan nedir ki?
-
ای تو پاک از جهل و علمت پاک از آن ** که فراموشی کند بر وی نهان
- Sen, bilgisizlikten arısın; bilgin de âlemde bulunan şeylerden herhangi birini unutmadan arıdır.
-
هیچ کس را تو کسی انگاشتی ** همچو خورشیدش به نور افراشتی
- Bir hiç olanı tuttun, adam ettin; onu güneş gibi nurlarla parlattın.
-
چون کسم کردی اگر لابه کنم ** مستمع شو لابهام را از کرم
- Mademki beni adam ettin, yalvarırsam yalvarışımı kerem et, dinle.
-
زانک از نقشم چو بیرون بردهای ** آن شفاعت هم تو خود را کردهای 4160
- Benim suretimden izhar ettiğin şefaati da yine sen ediyorsun demektir.
-
چون ز رخت من تهی گشت این وطن ** تر و خشک خانه نبود آن من
- Çünkü bu yurt, benim malımdan, mülkümden bomboş, burada benim hiçbir şeyim yok. Evde kuru, yaş, ne varsa benim değil.
-
هم دعا از من روان کردی چو آب ** هم نباتش بخش و دارش مستجاب
- Duamı su gibi akıttın, sebatını da bağışla ve o duayı kabul et.
-
هم تو بودی اول آرندهی دعا ** هم تو باش آخر اجابت را رجا
- Önce bana duayı ilham eden sensin, sonunda duamı da sen kabul et.
-
تا زنم من لاف کان شاه جهان ** بهر بنده عفو کرد از مجرمان
- Kabul et de o âlem padişahı suçluların suçunu bu kulu için af etti diyeyim.
-
درد بودم سر به سر من خودپسند ** کرد شاهم داروی هر دردمند 4165
- Ben kendimi beğenmekteydim, baştanbaşa dertten ibarettim. Padişahım, her dertliye deva verdi.
-
دوزخی بودم پر از شور و شری ** کرد دست فضل اویم کوثری
- Cehennemliktim, kötülüklerle, serlerle doluydum. Onun ihsan eli beni bir kevser haline getirdi.
-
هر که را سوزید دوزخ در قود ** من برویانم دگر بار از جسد
- Cehennem kimi yakar, yandınrsa ben o yanan şeyleri cesette tekrar çıkarır, bitiririm.
-
کار کوثر چیست که هر سوخته ** گردد از وی نابت و اندوخته
- Kevserin işi nedir? Her yanan, onun vasıtasiyle biter, yenilenir.
-
قطره قطره او منادی کرم ** کانچ دوزخ سوخت من باز آورم
- Kevser, katra katta keremlerini ilân eder; cehennemin yaktığı şeyleri ben yine yerine getiririm der.
-
هست دوزخ همچو سرمای خزان ** هست کوثر چون بهار ای گلستان 4170
- Cehennem, güz mevsiminin soğuğuna benzer. Keserse ey gül bahçesi, bahar gibidir.
-
هست دوزخ همچو مرگ و خاک گور ** هست کوثر بر مثال نفخ صور
- Cehennem, ölüme, mezar toprağına benzer. Kevserse sur üfürülmesi gibidir.
-
ای ز دوزخ سوخته اجسامتان ** سوی کوثر میکشد اکرامتان
- Ey cehennemde bedenleri yananlar, Tanrı keremi, sizi kevsere çağırmadadır.
-
چون خلقت الخلق کی یربح علی ** لطف تو فرمود ای قیوم حی
- Ey daima faal olan diri Tanrı, lütfen "halkı, benden faydalansınlar diye yarattım;
-
لالان اربح علیهم جود تست ** که شود زو جمله ناقصها درست
- Ben onlardan faydalanayım diye değil" buyurmuştur. Bu, senin cömertliğindir; bütün noksanlar, o cömertlikle düzelir.
-
عفو کن زین بندگان تنپرست ** عفو از دریای عفو اولیترست 4175
- Bedene tapan şu kullarını affet. Af denizinin af edişi, yerinde bir iştir.
-
عفو خلقان همچو جو و همچو سیل ** هم بدان دریای خود تازند خیل
- Halkı ırmak gibi, sel gibi affet, yıka, ant, kendi denizine daldır, temizle.
-
عفوها هر شب ازین دلپارهها ** چون کبوتر سوی تو آید شها
- Aflar, her gece şu gönülden çıkar, güvercinler gibi sana uçar, ulaşır.
-
بازشان وقت سحر پران کنی ** تا به شب محبوس این ابدان کنی
- Seher çağı yine onları uçurur, geceye kadar şu bedenlere hapsedersin.
-
پر زنان بار دگر در وقت شام ** میپرند از عشق آن ایوان و بام
- Yine akşam çağı, o sayvanın, o damın aşkı ile kanat çırparak uçarlar.
-
تا که از تن تار وصلت بسکلند ** پیش تو آیند کز تو مقبلند 4180
- Bedenden vuslat ipini kopardılar mı sana senin huzuruna gelirler. Çünkü senden ikbal ve devlete erişmişlerdir.