-
باد پنهانست از چشم ای امین ** در غبار و جنبش برگش ببین
- Ey emin kişi, yel de gizlidir; kopardığı tozdan, uçurduğu yapraklardan anlaşılır.
-
کز یمینست او وزان یا از شمال ** جنبش برگت بگوید وصف حال
- Sağdan mı esiyor, soldan mı? Onu sana yaprakların hareketi söyler.
-
مستی دل را نمیدانی که کو ** وصف او از نرگس مخمور جو
- Gönül sarhoşluğu nerededir? Görmezsin. Onu nergise benzeyen mahmur gözlerde ara.
-
چون ز ذات حق بعیدی وصف ذات ** باز دانی از رسول و معجزات
- Allahnın zatından da uzak olduğun için onu peygamberlerle mucizelerden bile bilirsin.
-
معجزاتی و کراماتی خفی ** بر زند بر دل ز پیران صفی 1300
- Gizli olan mucize ve kerametler, temiz pirlerden gönüllere akseder.
-
که درونشان صد قیامت نقد هست ** کمترین آنک شود همسایه مست
- Onların gönüllerinde yüzlerce hazır kıyamet vardır... En aşağısı şudur: Komşuları sarhoş olur.
-
پس جلیس الله گشت آن نیکبخت ** کو به پهلوی سعیدی برد رخت
- Kutlu bir kişinin yanına göçen talihli, Allah ile düşüp kalkıyor demektir.
-
معجزه کان بر جمادی زد اثر ** یا عصا با بحر یا شقالقمر
- Cansız şeylere tesir eden mucize ya sopa ( nın ejderha olması) dır, ya deniz(in bölünmesi) dir, yahut da ayın ikiye ayrılışı.
-
گر ترا بر جان زند بیواسطه ** متصل گردد به پنهان رابطه
- Fakat vasıtasız olarak cana tesir ederse gizlice bir ilgiyle ilgilenir.
-
بر جمادات آن اثرها عاریهست ** از پی روح خوش متواریهست 1305
- Mucize ve kerametlerin cansız şeylere tesiri eğretidir,geçip gider.Fakat ruha tesiri daimidir, birbiri ardınca ulanır durur.
-
تا از آن جامد اثر گیرد ضمیر ** حبذا نان بیهیولای خمیر
- Bu suretle o cansız şeyden adamın gönlüne tesir eder. Ne hoştur hamur heyulası olmayan ekmek.
-
حبذا خوان مسیحی بیکمی ** حبذا بیباغ میوهی مریمی
- Ne hoştur Mesih’in hiç eksilmeyen sofrası, ne hoştur Meryem’in bağsız, bahçesiz yetişen meyvesi.
-
بر زند از جان کامل معجزات ** بر ضمیر جان طالب چون حیات
- Kamil erin canından kopup gelen mucizeler, talibin canına, gönlüne hayat gibi tesir eder.
-
معجزه بحرست و ناقص مرغ خاک ** مرغ آبی در وی آمن از هلاک
- Mucize denizdir, nakıs kişiyse karada yaşayan kuş. Suda yaşayan kuş, helâk olmadan emindir.
-
عجزبخش جان هر نامحرمی ** لیک قدرتبخش جان همدمی 1310
- Her namahremin canını âciz eder, fakat hem dem olan kişinin canına kudret bağışlar.
-
چون نیابی این سعادت در ضمیر ** پس ز ظاهر هر دم استدلال گیر
- İçinde bu kutluluğu bulamazsan her an zahirden istidlalde bulun.
-
که اثرها بر مشاعر ظاهرست ** وین اثرها از مثر مخبرست
- Tesirler, insanın duygularında görünür durur. Bunlar, tesir edeni haber verirler.
-
هست پنهان معنی هر داروی ** همچو سحر و صنعت هر جادوی
- Her ilâcın manâsı hakikati, her hünerin sanatı, sihri gibi gizlidir.
-
چون نظر در فعل و آثارش کنی ** گرچه پنهانست اظهارش کنی
- Fakat yaptığı işe ve eserlerine bakarsan hakikati gizli olmakla beraber onu meydana çıkarırsın.
-
قوتی کان اندرونش مضمرست ** چون به فعل آید عیان و مظهرست 1315
- İçinde gizli olan kuvvet, fiile gelince açığa çıkar, görünür.
-
چون به آثار این همه پیدا شدت ** چون نشد پیدا ز تاثیر ایزدت
- Bunların hepsi, sana eserleriyle görünür de nasıl olur. Allah, eserleriyle görünmez?
-
نه سببها و اثرها مغز و پوست ** چون بجویی جملگی آثار اوست
- Sebeplerle tesirler, iç ve kabuk değil mi? Araştırırsan hepsi de onun eserleri değil mi?
-
دوست گیری چیزها را از اثر ** پس چرا ز آثاربخشی بیخبر
- Eserlerine bakıyor da bazı şeyleri seviyorsun, peki, neden eserleri bağışlayandan haberin yok?
-
از خیالی دوست گیری خلق را ** چون نگیری شاه غرب و شرق را
- Bir hayale kapılıp halkı seviyorsun da doğu ve batının padişahını nasıl sevmiyorsun?
-
این سخن پایان ندارد ای قباد ** حرص ما را اندرین پایان مباد 1320
- Ey ulu kişi, bu sözün sonu gelmez. Bu husustaki hırsımız da dilerim bitmesin.
-
رجوع به قصهی رنجور
- Hasta hikâyesi