- 
		    مرد قربان کرد و نانها بخش کرد  ** چون پدید آمد مهش از زیر گرد 
- Adam, kurban kesti, ekmekler dağıttı.Beklediği ay, toz altından çıkmış görünmüştü.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    شب در آن حجره نشست آن گرمدار  ** بر امید وعدهی آن یار غار 
- O hararetli âşık geceleyin, sevgilisinin vaadine ümitlenerek o odaya gelip oturdu.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
		 
		    
		   - 
		   بعد نصف اللیل آمد یار او  ** صادق الوعدانه آن دلدار او    600
- Gece yarısı geçince va’dinde duran sevgilisi çıka geldi.
 
		 
	         
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    عاشق خود را فتاده خفته دید  ** اندکی از آستین او درید 
- Fakat âşığını uyuyor buldu. Yeninden bir parça kesti.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    گردگانی چندش اندر جیب کرد  ** که تو طفلی گیر این میباز نرد 
- Sen çocuksun, bunlarla oynaya dur diye cebine de birkaç tane ceviz koydu.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    چون سحر از خواب عاشق بر جهید  ** آستین و گردگانها را بدید 
- Âşık, geceleyin uykusundan sıçrayıp uyanınca yanı başında yenini, cebindede cevizleri gördü.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    گفت شاه ما همه صدق و وفاست  ** آنچ بر ما میرسد آن هم ز ماست 
- Dedi ki: Padişahımız, doğruluktan, vefadan ibaret. Bize ne geliyorsa bizden geliyor!
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
		 
		    
		   - 
		   ای دل بیخواب ما زین ایمنیم  ** چون حرس بر بام چوبک میزنیم    605
- Ey uykusuz gönül, biz bundan eminiz. Çünkü bekçi gibi dam üstünde elimizde sopa beklemekteyiz.
 
		 
	         
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    گردگان ما درین مطحن شکست  ** هر چه گوییم از غم خود اندکست 
- Cevizlerimiz, bu değirmende kırıldı, derdimize ait ne söylesen azdır.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    عاذلا چند این صلای ماجرا  ** پند کم ده بعد ازین دیوانه را 
- Ey bizi kınayan, bu macerayı ne vakte dek dinleyip duracağız? Bundan böyle artık deliye az öğüt ver.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    من نخواهم عشوهی هجران شنود  ** آزمودم چند خواهم آزمود 
- Ben artık ayrılık işvesine ait sözleri duymak istemem. Bunu sınadım, ne vakte dek sınamaya devam edeceğim.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    هرچه غیر شورش و دیوانگیست  ** اندرین ره دوری و بیگانگیست 
- Bu yolda coşup köpürmekten, deli divane olmaktan başka ne varsa uzaklıktır, yabancılıktır.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
		 
		    
		   - 
		   هین بنه بر پایم آن زنجیر را  ** که دریدم سلسلهی تدبیر را    610
- Derhal kalk, ayağıma o zinciri vur.Çünkü ben, tedbir silsilesini yırttım gitti.
 
		 
	         
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    غیر آن جعد نگار مقبلم  ** گر دو صد زنجیر آری بگسلم 
- Fakat o devletli sevgilimin büklüm büklüm saçlarından başka iki yüz tane zincir getirsen kırarım.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    عشق و ناموس ای برادر راست نیست  ** بر رد ناموس ای عاشق مهایست 
- Kardeş aşk ve namus doğru bir şey değil. Ey âşık, âr ve hayâ kapısında durma.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    وقت آن آمد که من عریان شوم  ** نقش بگذارم سراسر جان شوم 
- Artık vakti geldi, soyunayım, sureti bırakayım da baştanbaşa can olayım.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    ای عدو شرم و اندیشه بیا  ** که دریدم پردهی شرم و حیا 
- Ey utancın, düşüncenin düşmanı gel! Ben âr ve hayâ perdesini yırttım.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
		 
		    
		   - 
		   ای ببسته خواب جان از جادوی  ** سختدل یارا که در عالم توی    615
- Ey canın uykusunu büyüyle bağlayan sevgili, sen şu âlemde ne katı yürekli sevgilisin.
 
		 
	         
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    هین گلوی صبر گیر و میفشار  ** تا خنک گردد دل عشق ای سوار 
- Hemen sabrın boğazını sık da aşkın gönlü kutlu olsun.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    تا نسوزم کی خنگ گردد دلش  ** ای دل ما خاندان و منزلش 
- Ey gönlümüzü yurt ve konak edinen dost, ben yanmadıkça aşkın gönlü kutlu olur mu hiç?
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    خانهی خود را همیسوزی بسوز  ** کیست آن کس کو بگوید لایجوز 
- Sen kendi evini yakmadasın, yak. Kimdir bu caiz değil diyecek?
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    خوش بسوز این خانه را ای شر مست  ** خانهی عاشق چنین اولیترست 
- Ey sarhoş aslan, bu evi yak. Âşıkın evi, böyle olsun, bu daha doğru ve yerinde.
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
                 
	         
	         
	         
	         
		 
		    
		   - 
		   بعد ازین این سوز را قبله کنم  ** زانک شمعم من بسوزش روشنم    620
- Bundan böyle bu yanışı kıble edineyim, çünkü ben mumum yandıkça aydınım.
 
		 
	         
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    خواب را بگذار امشب ای پدر  ** یک شبی بر کوی بیخوابان گذر 
- Babacığım, bu gece uykuyu bırak, bir gececik olsun uykusuzlar mahallesine gel de,
 
		 
		 
		 
	       
	       
	       
	    
	  
	    
	       
		 
	         
		 
	         
		 
		    
		    - 
		    بنگر اینها را که مجنون گشتهاند  ** همچو پروانه بوصلت کشتهاند 
- Şu mecnun olanlara pervane gibi vuslat uğruna ölenlere bak.