مرثیه سازم که مرد شاعرم ** تا ازینجا برگ و لالنگی برم
Ben şairim,bir mersiye düzüp okuyayım da,buradan bir yiyecek,bir azık parası alayım.
آن یکی گفتش که هی دیوانهای ** تو نهای شیعه عدو خانهای
Bunu duyanların birisi dedi ki: Yahu, sen deli misin? Yoksa Şîa değilsin de Ehlibeyt düşmanı mısın?
روز عاشوار نمیدانی که هست ** ماتم جانی که از قرنی بهست 790
Âşure gününü, o gün şehit olan cana yas tutmanın yüzlerce yıl yaşamadan daha üstün olduğunu bilmiyor musun?
پیش مومن کی بود این غصه خوار ** قدر عشق گوش عشق گوشوار
Bu dert Müminin yanında değersiz olur mu hiç? Kulağın aşkı, küpenin değerincedir.
پیش مومن ماتم آن پاکروح ** شهرهتر باشد ز صد طوفان نوح
Mümine göre o pâk nurun yası, yüzlerce Nuh tufanından da meşhurdur.
نکته گفتن آن شاعر جهت طعن شیعه حلب
Şair’in,Halepteki Şiîleri kınayan sözleri
گفت آری لیک کو دور یزید ** کی بدست این غم چه دیر اینجا رسید
Şair dedi ki: Doğru ama Yezit’in devri nerede? Bu yas buraya ne kadar da geç gelmiş?
چشم کوران آن خسارت را بدید ** گوش کران آن حکایت را شنید
Körler bile o kötülükleri gördüler, sağırların kulakları bile o hikâyeleri duydu.
خفته بودستید تا اکنون شما ** که کنون جامه دریدیت از عزا 795
Siz şimdiye kadar uyuyor muydunuz ki şimdi yas tutuyor, elbisenizi yırtıyorsunuz?
پس عزا بر خود کنید ای خفتگان ** زانک بد مرگیست این خواب گران
Ey uykuya dalanlar, kendinize ağlayın! Çünkü bu ağır uyku, çok kötü bir ölüm.
روح سلطانی ز زندانی بجست ** جامه چه درانیم و چون خاییم دست
Allah’ya mensup ruh, zindandan kurtuldu. Neden elbisenizi yırtalım, niçin elimizi ısırıp duralım?
چونک ایشان خسرو دین بودهاند ** وقت شادی شد چو بشکستند بند
Onlar ,din sultanlarıydı. Bağı kırdıkları zaman onlara sevinç çağıdır.
سوی شادروان دولت تاختند ** کنده و زنجیر را انداختند
Devlet saymanına uçup gittiler; tomruğu,zinciri çözüp attılar.
روز ملکست و گش و شاهنشهی ** گر تو یک ذره ازیشان آگهی 800
O gün devlet günüdür, güzellik ve saltanat günüdür. Bir zerrecik anlasan, bilsen bunun böyle olduğunu tasdik edersin?
ور نهای آگه برو بر خود گری ** زانک در انکار نقل و حشری
Bilmiyor, anlamıyorsan yürü, kendine ağla. Çünkü göçmeyi mahşeri inkâr ediyorsun.
بر دل و دین خرابت نوحه کن ** که نمیبیند جز این خاک کهن
Kendi harap dinine, harap gönlüne ağla ki bu eski topraktan başka bir şey görmüyor.
ور همیبیند چرا نبود دلیر ** پشتدار و جانسپار و چشمسیر
Görüyorsa neden yiğitleşmiyor, Allah’ya dayanmıyor; neden gözü tok değil?
در رخت کو از می دین فرخی ** گر بدیدی بحر کو کف سخی
Nerede yüzünde din şarabının verdiği nur? Denizi gördüysen hani cömert elin, avucun?
آنک جو دید آب را نکند دریغ ** خاصه آن کو دید آن دریا و میغ 805
Irmağı gören suyu esirgemez; hele o denizi, o bulutu görmüşse.
تمثیل مرد حریص نابیننده رزاقی حق را و خزاین و رحمت او را به موری کی در خرمنگاه بزرگ با دانهی گندم میکوشد و میجوشد و میلرزد و به تعجیل میکشد و سعت آن خرمن را نمیبیند
Allah rızk vericiliğini ve rahmet hazinelerini, görmeyen haris ,büyük bir harman yerinde, o geniş harmanı görmeyip de bir tek buğdaya yapışan ,uğraşa çabalaya,titreye,yorula aceleyle onu götürmeye çalışan bir karıncaya benzer.
مور بر دانه بدان لرزان شود ** که ز خرمنهای خوش اعمی بود
Karınca, güzelim harmanları görmez de bir tanecik buğdayın üstüne titrer.
میکشد آن دانه را با حرص و بیم ** که نمیبیند چنان چاش کریم
O taneyi hırsla, korkuyla çeker durur da onca yığını görmez.
صاحب خرمن همیگوید که هی ** ای ز کوری پیش تو معدوم شی
Harman sahibi de ey körlüğünden hiçbir şey görmeyen der;
تو ز خرمنهای ما آن دیدهای ** که در آن دانه به جان پیچیدهای
Harmanlarımızdan ancak o bir tek taneyi gördün de ona canla başla sarıldın.
ای به صورت ذره کیوان را ببین ** مور لنگی رو سلیمان را ببین 810
Ey surette zerre olan, Zuhal yıldızını gör. Sen bir topal karıncasın, yürü, Süleyman’a bak.
تو نهای این جسم تو آن دیدهای ** وا رهی از جسم گر جان دیدهای
Sen bu cisimden ibaret değilsin, gözden ibaretsin. Canı görsen cisimden vazgeçersin.
آدمی دیدهست باقی گوشت و پوست ** هرچه چشمش دیده است آن چیز اوست
İnsan gözdür, öte yanı deriden, etten başka bir şey değil. Gözü, neyi görürse değeri o kadardır insanın.