English    Türkçe    فارسی   

1
36-45

  • Bundan evvelki bir zamanda bir padişah vardı. O hem dünya, hem din saltanatına malikti.
  • Padişah, bir gün hususi adamları ile av için hayvana binmiş, giderken.
  • Ana caddede bir halayık gördü, o halayığın kölesi oldu.
  • Can kuşu kafeste çırpınmaya başladı. Mal verdi, o halayığı satın aldı.
  • Onu alıp arzusuna nail oldu. Fakat kazara o halayık hastalandı. 40
  • Birisinin eşeği varmış, fakat palanı yokmuş. Palanı ele geçirmiş, bu sefer eşeği kurt kapmış.
  • Birisinin ibriği varmış, fakat suyu elde edememiş. Suyu bulunca da ibrik kırılmış!
  • Padişah sağdan, soldan hekimler topladı. Dedi ki: “İkimizin hayatı da sizin elinizdedir.
  • Benim hayatım bir şey değil, asıl canımın canı odur. Ben dertliyim, hastayım dermanım o.
  • Kim benim canıma derman ederse benim hazinemi, incimi ve mercanımı (atiye ve ihsanımı) o aldı (demektir).” 45