- Hırsız nefsin etrafında dolaşma, onun işine bulaşma. Bir iş, Hakk’ın işi değil mi? Hiçtir hiç!
- گرد نفس دزد و کار او مپیچ ** هر چه آن نه کار حق هیچ است هیچ
- Kıyamet günü gelmeden, gece hırsızı, mal sahibinin yanında rüsvay olmadan bu işten vazgeç.
- پیش از آن که روز دین پیدا شود ** نزد مالک دزد شب رسوا شود
- Hilelerle, tedbirlerle çalınmış olan malın vebali adalet günü çalan adamın boynunda kalır. 1065
- رخت دزدیده به تدبیر و فنش ** مانده روز داوری بر گردنش
- Yüz binlerce akıl, bir araya gelip onun tuzağına aykırı bir tuzak kurmak isterler, kurarlar da.
- صد هزاران عقل با هم بر جهند ** تا به غیر دام او دامی نهند
- Kurdukları tuzağı pek kuvvetli pek yerinde ve kâfi bulurlar ama bir çöp parçası rüzgâra nasıl dayanabilir?
- دام خود را سختتر یابند و بس ** کی نماید قوتی با باد خس
- Eğer sen “Şu halde varlığın ne faydası var?” dersen senin bu sualinde fayda var mı inatçı adam?
- گر تو گویی فایدهی هستی چه بود ** در سؤالت فایده هست ای عنود
- Sualinde fayda yoksa bu abes ve faydasız suali niye dinleyeyim?
- گر ندارد این سؤالت فایده ** چه شنویم این را عبث بیعایده
- Eğer birçok faydaları varsa neden bu cihan faydasız olsun öyle ise? 1070
- ور سؤالت را بسی فاییدههاست ** پس جهان بیفایده آخر چراست
- Cihan, bir cihetten faydasız, başka bir cihetten faydalarla dopdoludur.
- ور جهان از یک جهت بیفایده ست ** از جهتهای دگر پر عایده ست
- Sana faydalı olan şey, bana faydasızsa. Mademki sence faydalı, onun yapmaktan geri durma.
- فایدهی تو گر مرا فاییده نیست ** مر ترا چون فایده ست از وی مه ایست