English    Türkçe    فارسی   

2
1389-1398

  • Halk onun deliliğine tahammül edemez bir hale geldi. Ateşi, âdeta halkın sakalını tutuşturmaktaydı.
  • Avamın sakalına ateş düşünce onu körlüklerinden, inatlarından tutup bağladılar. 1390
  • Halk, bu yolda umumiyetle dara düşse de yine yuları geri çekmeye imkân yoktur.
  • Bu padişahların hepsi, halktan can korkusuna düştüler. Çünkü bu güruh kördür, padişahların da nişanı yok!
  • Hüküm külhaniler eline geçince nihayet Zünnun zindana düştü.
  • Bir tek ulu padişah, tek başına atına binmiş, gitmekte. Ardına düşen, ona uyan yok. Böyle bir eşi bulunmaz inci, çocukların eline düşmüş. Kadrini bilen anlayan yok.
  • İnci de nedir ki? Bir katrada gizlenmiş bir deniz.. bir zerreye sığmış güneş! 1395
  • Öyle bir güneş ki kendisini zerre gösterdi de yavaş, yavaş yüzünü açtı.
  • Bütün zerreler, onda yok oldu. Âlem, onun yüzünden sarhoş oldu, onun yüzünden kendisine geldi.
  • Fakat kalem, bir gaddarın elinde oldu mu şüphe yok, Mansur, dâra çekilir.