Bayezid, o nükteleri dinledi, altın bir küpe gibi kulağına taktı.2250
بایزید آن نکتهها را هوش داشت ** همچو زرین حلقهاش در گوش داشت
Bu yüzden derecesi yükseldi, fazileti arttı. Hakikat yolunun sonuna erişmiş olan Bayezid, artık ondan sonra bir son tasavvur edilemeyecek olan bir makama vardı.
آمد از وی بایزید اندر مزید ** منتهی در منتها آخر رسید
Peygamber’in o şahsın hastalandığına, duada küstahlık etmesinin sebep olduğunu bildirmesi
دانستن پیغامبر صلی الله علیه و آله که سبب رنجوری آن شخص گستاخی بوده است در دعا
Peygamber, o hastayı görünce halini hatırını sordu, o hakikî dosta iltifatlarda bulundu.
چون پیمبر دید آن بیمار را ** خوش نوازش کرد یار غار را
Adam, Peygamber’i görünce dirildi, sanki o anda yeniden yaratılmıştı.
زنده شد او چون پیمبر را بدید ** گوییا آن دم مر او را آفرید
Sahabe, “ astalık beni bu bahta eriştirdi; bu sultan sabah çağında beni dolaşmaya geldi.
گفت بیماری مرا این بخت داد ** کامد این سلطان بر من بامداد
Bu suretle bana sıhhat erişti, saltanatına bir hudut olmayan bu padişahın kademi bereketiyle iyileştim.2255
تا مرا صحت رسید و عاقبت ** از قدوم این شه بیحاشیت
Ne güzel, ne mübarek ağrı, sızı. Ne mutlu, ne kutlu hastalık hararet, dert ve gece uykusuzluğu!
ای خجسته رنج و بیماری و تب ** ای مبارک درد و بیداری شب
İşte Tanrı bana bu kocalığımda lütuf ve kereminden böyle bir hastalık, böyle bir illet verdi.
نک مرا در پیری از لطف و کرم ** حق چنین رنجوریی داد و سقم
Arka ağrısı ihsan etti de her gece yarısı uykudan uyandırdı.
درد پشتم داد هم تا من ز خواب ** بر جهم هر نیم شب لا بد شتاب
Bütün gece manda gibi uyumayayım diye Hak, lütfetti, bana dertler ihsan etti.
تا نخسبم جمله شب چون گاومیش ** دردها بخشید حق از لطف خویش