- Şulelenip duran şehvet ateşini takva yeşilliği, hidayet nuru haline soktunuz;
- آتش شهوت که شعله میزدی ** سبزهی تقوی شد و نور هدی
- Hırs ateşiniz hilim, bilgisizlik karanlığı ilim oldu;
- آتش خشم از شما هم حلم شد ** ظلمت جهل از شما هم علم شد
- Hırs ateşini attınız; o ateş diken gibiydi, gül bahçesine döndü..
- آتش حرص از شما ایثار شد ** و آن حسد چون خار بد گلزار شد
- Mademki siz kendinizdeki bütün ateşleri bizim için söndürdünüz, bu suretle de zehir, bal haline geldi.
- چون شما این جمله آتشهای خویش ** بهر حق کشتید جمله پیش پیش
- Mademki ateşe mensup olan nefsi bir bahçe yapıp oraya vefa tohumları ektiniz, 2565
- نفس ناری را چو باغی ساختید ** اندر او تخم وفا انداختید
- Oradaki zikir ve tespih bülbülleri, yeşillikte, ırmak kıyısında güzel bir tarzda ötüşmeye koyuldular.
- بلبلان ذکر و تسبیح اندر او ** خوش سرایان در چمن بر طرف جو
- Tanrı’ya, çağırana icabet ettiniz, nefis cehennemine su serptiniz.
- داعی حق را اجابت کردهاید ** در جحیم نفس آب آوردهاید
- Bizim cehennemimiz de size yeşillik, gül bahçesi, ağaçlık haline geldi.”
- دوزخ ما نیز در حق شما ** سبزه گشت و گلشن و برگ و نوا
- Oğul, ihsanın karşılığı nedir? Lütuf, ihsan ve en değerli sevap.
- چیست احسان را مکافات ای پسر ** لطف و احسان و ثواب معتبر
- Siz, biz kurbanız, varlık, iyilik vasıflarına karşı fâniyiz: 2570
- نی شما گفتید ما قربانیایم ** پیش اوصاف بقا ما فانیایم