English    Türkçe    فارسی   

2
2561-2570

  • Şulelenip duran şehvet ateşini takva yeşilliği, hidayet nuru haline soktunuz;
  • آتش شهوت که شعله می‏زدی ** سبزه‏ی تقوی شد و نور هدی‏
  • Hırs ateşiniz hilim, bilgisizlik karanlığı ilim oldu;
  • آتش خشم از شما هم حلم شد ** ظلمت جهل از شما هم علم شد
  • Hırs ateşini attınız; o ateş diken gibiydi, gül bahçesine döndü..
  • آتش حرص از شما ایثار شد ** و آن حسد چون خار بد گلزار شد
  • Mademki siz kendinizdeki bütün ateşleri bizim için söndürdünüz, bu suretle de zehir, bal haline geldi.
  • چون شما این جمله آتشهای خویش ** بهر حق کشتید جمله پیش پیش‏
  • Mademki ateşe mensup olan nefsi bir bahçe yapıp oraya vefa tohumları ektiniz, 2565
  • نفس ناری را چو باغی ساختید ** اندر او تخم وفا انداختید
  • Oradaki zikir ve tespih bülbülleri, yeşillikte, ırmak kıyısında güzel bir tarzda ötüşmeye koyuldular.
  • بلبلان ذکر و تسبیح اندر او ** خوش سرایان در چمن بر طرف جو
  • Tanrı’ya, çağırana icabet ettiniz, nefis cehennemine su serptiniz.
  • داعی حق را اجابت کرده‏اید ** در جحیم نفس آب آورده‏اید
  • Bizim cehennemimiz de size yeşillik, gül bahçesi, ağaçlık haline geldi.”
  • دوزخ ما نیز در حق شما ** سبزه گشت و گلشن و برگ و نوا
  • Oğul, ihsanın karşılığı nedir? Lütuf, ihsan ve en değerli sevap.
  • چیست احسان را مکافات ای پسر ** لطف و احسان و ثواب معتبر
  • Siz, biz kurbanız, varlık, iyilik vasıflarına karşı fâniyiz: 2570
  • نی شما گفتید ما قربانی‏ایم ** پیش اوصاف بقا ما فانی‏ایم‏