English    Türkçe    فارسی   

2
3581-3590

  • Fakat gönlünde Allah nurları olan akıllı, anlayışlı kişiye göre bu ses, mananın ta kendisidir ve doğrudur.
  • Bu, şuna benzer: Arapça bilen birisi, Arapça “Ben Arapça bilirim” dese,
  • Onun Arapça bilirim demesi dâvadır ama Arapça söyleyişi de manadır, dâvasının ispatıdır.
  • Yahut bir kâtip, kâğıdın üstüne “Ben kâtibim, yazı okuyabilirim, yüce bir kişiyim” diye yazsa,
  • Bu yazı filvaki dâvadır ama yazılan şeyde dâvanın doğruluğuna şahittir. 3585
  • Yahut da bir sofi “Dün akşam rüyada birisini gördün ya… Hani omuzun da seccade vardı.
  • İşte o benim. Rüyada sana nazardaki feyizleri anlatmıştım.
  • Onları kulağına küpe et. O sözü aklına rehber yap, sözlere uy” dese,
  • Bu söz, sana rüyayı hatırlatır. Yeni bir mucize, eski bir altındır.
  • Bu söz, dâva gibi görünür ama rüyayı görenin ruhu” Evet” der. Tasdik eder. 3590