- Kendine gel hemen “ Lâhavle” de. Ama sade dille değil; candan gönülden!
- هان بگو لاحولها اندر زمان ** از زبان تنها نه بلک از عین جان
- Müflis hikâyesinin sonu
- تتمه قصه مفلس
- Kadı “ Müflisliğini ispat et” dedi. Adam, “ İşte bütün zindandakiler tanık” deyince.
- گفت قاضی مفلسی را وانما ** گفت اینک اهل زندانت گوا
- Kadı “ Onlar, senden şikâyetçi. Senden kaçıp kurtulmak istiyorlar, senin elinden kan ağlıyorlar.
- گفت ایشان متهم باشند چون ** میگریزند از تو میگریند خون
- Senden kurtulmak istedikleri için yalan yere şahadette bulunabilirler” dedi. 645
- از تو میخواهند هم تا وارهند ** زین غرض باطل گواهی میدهند
- Mahkemede bulunanların hepsi “Biz onun hem müflisliğine, hem kötülüğüne şahidiz” dediler.
- جمله اهل محکمه گفتند ما ** هم بر ادبار و بر افلاسش گوا
- Kadı, o adamı kime sorduysa “Efendim, bu müflisten elini yıka, bundan hayır gelmez” dedi.
- هر که را پرسید قاضی حال او ** گفت مولا دست ازین مفلس بشو
- Kadı dedi ki: “ bu müflis fazlasıyla da dolandırıcı bir adam diye şehri alenen dolaştırın.
- گفت قاضی کش بگردانید فاش ** گرد شهر این مفلس است و بس قلاش
- Tellallar, yer, yer bağırıp onun müflisliğini her tarafta ilân etsinler.
- کو به کو او را مناداها زنید ** طبل افلاسش عیان هر جا زنید
- Kimse ona veresiye bir şey satmasın, kimse ona bir mangır bile borç vermesin. 650
- هیچ کس نسیه بنفروشد بدو ** قرض ندهد هیچ کس او را تسو
- Birisi hilesine uğrar da o yüzden davaya kalkışırsa artık onu hapse atmam.
- هر که دعوی آردش اینجا به فن ** بیش زندانش نخواهم کرد من