- Padişahım, olabilir ki o bende bazı ayıplar görmüştür de ben onları kendimde görememişimdir. 880
- باشد او در من ببیند عیبها ** من نبینم در وجود خود شها
- Herkes, önce kendi kusurunu görseydi halini ıslah etmekten gaflet eder miydi?
- هر کسی گر عیب خود دیدی ز پیش ** کی بدی فارغ خود از اصلاح خویش
- Halk kendisisinden gafildir babam gafil. Onun için birbirlerinin kusurunu görürler.
- غافلند این خلق از خود ای پدر ** لاجرم گویند عیب همدگر
- Ben kendi yüzümü göremem de senin yüzünü görürüm; sen de benim yüzümü görürsün.
- من نبینم روی خود را ای شمن ** من ببینم روی تو تو روی من
- Kendi yüzünü görmeye muktedir olanın nuru, halkın nurundan artıktır.
- آن کسی که او ببیند روی خویش ** نور او از نور خلقان است بیش
- O ölse bile nuru bakidir. Çünkü görüşü, Allah görüşüdür. 885
- گر بمیرد دید او باقی بود ** ز انکه دیدش دید خلاقی بود
- Kendi yüzünü, gözünün önünde apaçık bir surette gören nur, bildiğimiz nur değildir”.
- نور حسی نبود آن نوری که او ** روی خود محسوس بیند پیش رو
- Padişah “Şimdi o senin ayıplarını söylediğin gibi sen de onun ayıplarını söyle
- گفت اکنون عیبهای او بگو ** آن چنان که گفت او از عیب تو
- Ki, benim dostum olduğunu, memleketimde emin bir vekilim bulunduğunu ve beni sevdiğini bileyim” dedi.
- تا بدانم که تو غم خوار منی ** کدخدای ملکت و کار منی
- Köle dedi ki; “Padişahım, o benim iyi bir kapı yoldaşımsa da kusurlarını söyleyeyim:
- گفت ای شه من بگویم عیبهاش ** گر چه هست او مر مرا خوش خواجهتاش