English    Türkçe    فارسی   

3
1259-1268

  • Hintliler karanlık bir ahıra bir fil getirip halka göstermek istediler.
  • پیل اندر خانه‌ی تاریک بود ** عرضه را آورده بودندش هنود
  • Hayvanı görmek için o kapkaranlık yere bir hayli adam toplandı. 1260
  • از برای دیدنش مردم بسی ** اندر آن ظلمت همی‌شد هر کسی
  • Fakat ahır o kadar karanlıktı ki gözle görmenin imkânı yoktu. O, göz gözü görmeyecek kadar karanlık yerde file ellerini sürmeye başladılar.
  • دیدنش با چشم چون ممکن نبود ** اندر آن تاریکیش کف می‌بسود
  • Birisi eline hortumunu geçirdi, “Fil bir oluğa benzer” dedi.
  • آن یکی را کف به خرطوم اوفتاد ** گفت همچون ناودانست این نهاد
  • Başka birinin eline kulağı geçti, “Fil bir yelpazeye benziyor” dedi.
  • آن یکی را دست بر گوشش رسید ** آن برو چون بادبیزن شد پدید
  • Bir başkasının eline ayağı geçmişti, dedi ki: “Fil bir direğe benzer.”
  • آن یکی را کف چو بر پایش بسود ** گفت شکل پیل دیدم چون عمود
  • Bir başkası da sırtını ellemişti, “Fil bir taht gibidir é dedi. 1265
  • آن یکی بر پشت او بنهاد دست ** گفت خود این پیل چون تختی بدست
  • Herkes neresini elledi, nasıl sandıysa fili ona göre anlatmaya koyuldu.
  • همچنین هر یک به جزوی که رسید ** فهم آن می‌کرد هر جا می‌شنید
  • Onların sözleri, görüşleri yüzünden birbirine aykırı oldu. Birisi dal dedi, öbürü elif.
  • از نظرگه گفتشان شد مختلف ** آن یکی دالش لقب داد این الف
  • Herkesin elinde bir mum olsaydı sözlerindeki aykırılık kalmazdı.
  • در کف هر کس اگر شمعی بدی ** اختلاف از گفتشان بیرون شدی