- Hintliler karanlık bir ahıra bir fil getirip halka göstermek istediler.
- پیل اندر خانهی تاریک بود ** عرضه را آورده بودندش هنود
- Hayvanı görmek için o kapkaranlık yere bir hayli adam toplandı. 1260
- از برای دیدنش مردم بسی ** اندر آن ظلمت همیشد هر کسی
- Fakat ahır o kadar karanlıktı ki gözle görmenin imkânı yoktu. O, göz gözü görmeyecek kadar karanlık yerde file ellerini sürmeye başladılar.
- دیدنش با چشم چون ممکن نبود ** اندر آن تاریکیش کف میبسود
- Birisi eline hortumunu geçirdi, “Fil bir oluğa benzer” dedi.
- آن یکی را کف به خرطوم اوفتاد ** گفت همچون ناودانست این نهاد
- Başka birinin eline kulağı geçti, “Fil bir yelpazeye benziyor” dedi.
- آن یکی را دست بر گوشش رسید ** آن برو چون بادبیزن شد پدید
- Bir başkasının eline ayağı geçmişti, dedi ki: “Fil bir direğe benzer.”
- آن یکی را کف چو بر پایش بسود ** گفت شکل پیل دیدم چون عمود
- Bir başkası da sırtını ellemişti, “Fil bir taht gibidir é dedi. 1265
- آن یکی بر پشت او بنهاد دست ** گفت خود این پیل چون تختی بدست
- Herkes neresini elledi, nasıl sandıysa fili ona göre anlatmaya koyuldu.
- همچنین هر یک به جزوی که رسید ** فهم آن میکرد هر جا میشنید
- Onların sözleri, görüşleri yüzünden birbirine aykırı oldu. Birisi dal dedi, öbürü elif.
- از نظرگه گفتشان شد مختلف ** آن یکی دالش لقب داد این الف
- Herkesin elinde bir mum olsaydı sözlerindeki aykırılık kalmazdı.
- در کف هر کس اگر شمعی بدی ** اختلاف از گفتشان بیرون شدی