English    Türkçe    فارسی   

3
153-162

  • Yavrusunu kebap edip yiyenleri hemencecik paraladı öldürdü.
  • O anda hepsini de birer, birer paralıyor, onlardan hiç de ürkmüyordu.
  • Onların her birini havaya kaldırıp yere vurarak parçalamaktaydı. 155
  • Ey halkın kanını emen, bu işten uzaklaş, halkın kanı seni savaşa düşürmesin.
  • Bil ki halkın malı kanı demektir. Çünkü mal güçle, kuvvetle çalışmayla ele geçer.
  • O fil yavrularının anaları kan güder, fil yavrusu yiyenden öç alır, öldürür.
  • Ey rüşvet alan, sen fil yavrusu yemektesin. Sana düşman olan fil, kökünü kazır, seni mahveder.
  • Hilelere sapanı koku, rüsvay etti. Fil yavrusunun kokusunu bilir. 160
  • Hak kokusunu Yemen’den duyan bendeki bâtıl kokuyu nasıl olurda duymaz?
  • Mustafa, ta uzak yoldan koku alır da ağzımızda ki güzel kokuyu nasıl almaz?