- “A kahpe inat mı ediyorsun? Halimde ki kırgınlığı, tir tir titrediğimi görmüyor musun?
- گفتش ای غر تو هنوزی در لجاج ** مینبینی این تغیر و ارتجاج
- Körsen benim ne cürmüm var? Ben kendi derdime düştüm, bu gussadan perişan bir haldeyim zaten” dedi.
- گر تو کور و کر شدی ما را چه جرم ** ما درین رنجیم و در اندوه و گرم
- Kadın “ Hocam, ayna getireyim de bak… Benim bir suçum var mı, yalan söylüyor muyum, anla” dediyse de hoca,
- گفت ای خواجه بیارم آینه ** تا بدانی که ندارم من گنه
- “Git, aynan da batsın, sen de bat. Zaten daima bana buğzetmede, daima bana kin gütmede, benimle inat edip durmadasın sen.
- گفت رو مه تو رهی مه آینت ** دایما در بغض و کینی و عنت
- Yatağı yay, yorganı getir… Ben yatayım hele… Başım ağırlaştı” dedi. 1575
- جامهی خواب مرا زو گستران ** تا بخسپم که سر من شد گران
- Kadın biraz duraklayınca “Hadi behey düşman senin lâyığın bu laf, durmasana” diye bağırmaya başladı.
- زن توقف کرد مردش بانگ زد ** کای عدو زوتر ترا این میسزد
- Hocanın, vehminden yatağa, yorgana düşmesi ve hastayım diye vehimlenerek inlemeye başlaması
- در جامهی خواب افتادن استاد و نالیدن او از وهم رنجوری
- Kocakarı, yatak yorgan getirip döşedi. “İçi vehim ateşiyle dolu, imkân yok.
- جامه خواب آورد و گسترد آن عجوز ** گفت امکان نه و باطن پر ز سوز
- Bir şey söylesem beni itham edecek. Fakat söylemesem de bu hastalık sahiden hastalık haline gelecek.
- گر بگویم متهم دارد مرا ** ور نگویم جد شود این ماجرا
- Kötüye yorma, vehimlenme, insanı hiçbir hastalığı yokken hasta eder.
- فال بد رنجور گرداند همی ** آدمی را که نبودستش غمی
- Kabul edilmesi farz olan Peygamber hadisidir bu: Hasta değilken kendinizi hasta gösterirseniz sahiden hastalanırsınız. 1580
- قول پیغامبر قبوله یفرض ** ان تمارضتم لدینا تمرضوا