- Gözü açık kulağı açık, tuzak önde… Yine de kendi kanadıyla tuzağa doğru uçar!
- چشم باز و گوش باز و دام پیش ** سوی دامی میپرد با پر خویش
- Kaza ve kader tuzağının eseri görünen, kendisi görünmeyen bir şeye benzemesi
- تشبیه بند و دام قضا به صورت پنهان به اثر پیدا
- Bir kişizade görürsün… Çula, çuvala bürünmüş, baş açık, belâlara uğramış. 1650
- بینی اندر دلق مهتر زادهای ** سر برهنه در بلا افتادهای
- Bir kahpenin sevdasıyla yanıp tutuşuyor. Elbiselerini, malını, mülkünü sarmış.
- در هوای نابکاری سوخته ** اقمشه و املاک خود بفروخته
- Elindeki, avucundaki gitmiş, adı kötüye çıkmış hor hakir bir hale gelmiş, düşmanlarının isteği gibi tepesi üstüne yuvarlanıp gidiyor!
- خان و مان رفته شده بدنام و خوار ** کام دشمن میرود ادبیروار
- Adamcağız bir zahit gördü mü “Ey ulu, Allah için bana bir himmet et.
- زاهدی بیند بگوید ای کیا ** همتی میدار از بهر خدا
- Bu aşağılık ve kötü sevdaya düştüm, elimdeki maldan, altından, nimetten oldum.
- کاندرین ادبار زشت افتادهام ** مال و زر و نعمت از کف دادهام
- Bir himmet et, belki bu dertten kurtulur, bu kara balçıktan sıçrar, çıkarmı der”. 1655
- همتی تا بوک من زین وا رهم ** زین گل تیره بود که بر جهم
- Halktan da dua etmelerini istemektedir. İleri gelenlerden de..“ Aman, beni kurtarın, kurtarın, kurtarın!” demektedir.
- این دعا میخواهد او از عام و خاص ** کالخلاص و الخلاص و الخلاص
- Eli de açık, ayağı da. Ne onu bağlamışlar, ne başında bir adam var, ne ayağın da bukağı!
- دست باز و پای باز و بند نی ** نه موکل بر سرش نه آهنی
- A adam, hangi bağdan kurtulmak istiyor, hangi hapisten kaçmak diliyorsun?
- از کدامین بند میجویی خلاص ** وز کدامین حبس میجویی مناص