English    Türkçe    فارسی   

3
2977-2986

  • Kötülüğünden bu iyiliğin kadrini bilmedin… Öğüdüm, seni büsbütün azdırdı, bana büsbütün cefa etmeye, beni büsbütün incitmeye başladın der.
  • از لیمی حق آن نشناختی ** مایه‌ی ایذا و طغیان ساختی
  • Aşağılık, kötü kişilerin huyu budur. Sen ona iyilik ettin mi o, sana kötülük eder.
  • این بود خوی لیمان دنی ** بد کند با تو چو نیکویی کنی
  • Sabırla nefsin belini bük. O alçaktır, kötüdür, iyilik etmeye gelmez ona!
  • نفس را زین صبر می‌کن منحنیش ** که لیمست و نسازد نیکویش
  • Kerem sahibi birisine ihsanda bulunursan değer. Bire karşılık sana yedi yüz verir. 2980
  • با کریمی گر کنی احسان سزد ** مر یکی را او عوض هفصد دهد
  • Bu alçağa da cefa eder, onu kahreylersen sana aşırı vefalar gösterir, kulun kölen olur.
  • با لیمی چون کنی قهر و جفا ** بنده‌ای گردد ترا بس با وفا
  • Kâfirler, nimete eriştiler mi cefa tohumunu ekerler de sonra cehennemde, aman yarabbi diye bağırıp dururlar.”
  • کافران کارند در نعمت جفا ** باز در دوزخ نداشان ربنا
  • Allah’ın ahrette cehennemi, dünyada zindanı yaratmadan maksadı, kendilerini büyük görenlerin ister istemez Allah’a kulluk etmeleridir
  • حکمت آفریدن دوزخ آن جهان و زندان این جهان تا معبد متکبران باشد کی ائتیا طوعا او کرها
  • Alçaklar, cefaya, derde düştüler mi arınır, temizlenirler. Vefa gördüler mi de cefakâr olurlar.
  • که لیمان در جفا صافی شوند ** چون وفا بینند خود جافی شوند
  • Şu halde onların ibadet edecekleri mescit cehennemdir, yabancı kuşun ayağını bağlayan, tuzaktır.
  • مسجد طاعاتشان پس دوزخست ** پای‌بند مرغ بیگانه فخست
  • Zindan da hırsızın, alçak kişinin ibadet yeridir. Orada daima Hakk’ı anar durur. 2985
  • هست زندان صومعه‌ی دزد و لیم ** کاندرو ذاکر شود حق را مقیم
  • Mademki insanın yaratılmasında ki maksat, Allah’a ibadet etmesiydi, şu halde ibadetten baş çeken, ibadete yanaşmayan kişinin ibadet yeri cehennemdir.
  • چون عبادت بود مقصود از بشر ** شد عبادتگاه گردن‌کش سقر