- İbadetten zevk alman, bal nehri, Allah aşkıyla sarhoş olman, şevk duyman şarap ırmağıdır.
- ذوق طاعت گشت جوی انگبین ** مستی و شوق تو جوی خمر بین
- Bu sebepler, o eserlere benzemez. Fakat Allah, nasıl oldu da bu sebeplerin yerine o eserleri getirdi? Kimse bilmez.
- این سببها آن اثرها را نماند ** کس نداند چونش جای آن نشاند
- Bu sebepler, dünyada nasıl senin ihtiyarınla, senin fermanınla meydana geldiyse o dört ırmak da ahrette şüphe yok, senin fermanına tabi olur.
- این سببها چون به فرمان تو بود ** چار جو هم مر ترا فرمان نمود
- Onları ne tarafa dilersen akıtırsın. Sebepleri nasıl tasarruf ettiysen onları da öyle tasarruf edersin. 3465
- هر طرف خواهی روانش میکنی ** آن صفت چون بد چنانش میکنی
- Menin nasıl sana tabiyse meniden gelen soy sop da derhal senin emrine girer, sana tabi olur.
- چون منی تو که در فرمان تست ** نسل آن در امر تو آیند چست
- Oğlum, senin buyruğunla koşar, yürür… Ben senin cüz’ünüm, beni anamın karnında rehin olarak bırakan sendin, der.
- میدود بر امر تو فرزند نو ** که منم جزوت که کردیاش گرو
- O sıfat, bu âlemde senin emrindeydi. Cennette de o ırmaklar senin emrindedir.
- آن صفت در امر تو بود این جهان ** هم در امر تست آن جوها روان
- Cennetteki ağaçlar, senin fermanına tabidir, çünkü o ağaçlar, senin sıfatlarından yeşerdi, meyve verdi.
- آن درختان مر ترا فرمانبرند ** کان درختان از صفاتت با برند
- Bu sıfatlar, burada nasıl senin emrine tabiyse onlara karşılık olan şeyler de orada senin emrine tabidir. 3470
- چون به امر تست اینجا این صفات ** پس در امر تست آنجا آن جزات
- Bir mazluma karşı elinden bir zulüm çıktımı o zulüm bir ağaç olur, o ağaçtan zakkum biter.
- چون ز دستت زخم بر مظلوم رست ** آن درختی گشت ازو زقوم رست