Şu halde Allah’tan bir şey umarak, Allah’tan korkarak sevenler, taklit defterinden ders okumaktadırlar.4595
پس محب حق باومید و بترس ** دفتر تقلید میخواند بدرس
Nerede Hakk’ı ancak hak için seven, garezlerden, maksatlardan ayrılmış âşık?
و آن محب حق ز بهر حق کجاست ** که ز اغراض و ز علتها جداست
Fakat ister öyle sevsin, ister böyle… Mademki Allah’ı diliyor, onu Hakk’a çeken yine Hakk’tır.
گر چنین و گر چنان چون طالبست ** جذب حق او را سوی حق جاذبست
Daima Allah’ın hayrına nail olayım diye Allah’ı seven de,
گر محب حق بود لغیره ** کی ینال دائما من خیره
Allah’tan başkasına gönül vermekten korkup ancak onu seven de.
یا محب حق بود لعینه ** لاسواه خائفا من بینه
Her ikisinin bu sevgisi, bu arayıp taraması da o âlemdendir… Bu gönül kaptırma, o dilberden. O güzelin güzelliğinden ileri gelmedir.4600
هر دو را این جست و جوها زان سریست ** این گرفتاری دل زان دلبریست
Sevgilinin; âşığı âşığın bilmediği, ummadığı, aklına bile gelmediği halde kendisine çekişi… Bu çekiş yüzünden âşık, daima sevgiliyi arayıp durmakla beraber korkuyla karışık bir ümitsizliğe düşer, başka bir eseri belirmez
جذب معشوق عاشق را من حیث لا یعمله العاشق و لا یرجوه و لا یخطر بباله و لا یظهر من ذلک الجذب اثر فی العاشق الا الخوف الممزوج بالیاس مع دوام الطلب
Şimdi şuraya geldik: Eğer Sadr-ı Cihan o âşıkı gizlice çekmese, dilemese, istemeseydi.
آمدیم اینجا که در صدر جهان ** گر نبودی جذب آن عاشق نهان
O âşık, ayrılığa tahammül edemeyecek bir hale gelir, ona kavuşmak için tekrar koşa koşa yollara düşer miydi?
ناشکیباکی بدی او از فراق ** کی دوان باز آمدی سوی وثاق
Sevgililerin meyli gizlidir, örtülüdür… Fakat âşığın meyli iki yüz davul zurnayla ilan edilir, o kadar meydandadır.
میل معشوقان نهانست و ستیر ** میل عاشق با دو صد طبل و نفیر
Burada ibret için bir hikâye söylemek var ama Buhara’lı âşık beklemekten âciz oldu.
یک حکایت هست اینجا ز اعتبار ** لیک عاجز شد بخاری ز انتظار