- Gece gelsin de ay ( yüzlü sevgilinin) yüzünü öpsün diye demirci, yüzünü simsiyah etmiştir.
- کرده آهنگر جمال خود سیاه ** تا که شب آید ببوسد روی ماه
- Esnaf, gönlüne bir serviyi diktiğinden akşama kadar dükkânda çarmıha çakılmış gibi bekler durur.
- خواجه تا شب بر دکانی چار میخ ** زانک سروی در دلش کردست بیخ
- Tacir, deniz demez, kara demez yürür durur ama evinde oturan bir sevgilinin aşkıyla koşup yeler.
- تاجری دریا و خشکی میرود ** آن بمهر خانهشینی میدود
- Kimin bir ölüye, bir taşa, toprağa sevdası varsa bir diri yüzlünün sevdasıyla sevdalanmıştır. 545
- هر که را با مرده سودایی بود ** بر امید زندهسیمایی بود
- Dülger, tahtaya yüz tutmuştur ama ay yüzlü güzeline hizmet etmek ümidiyle.
- آن دروگر روی آورده به چوب ** بر امید خدمت مهروی خوب
- Sen de bir dirinin ümidiyle çalış, çabala ki o, bir gün sonra cansız bir hale geliversin.
- بر امید زندهای کن اجتهاد ** کو نگردد بعد روزی دو جماد
- Aşağılık yüzünden bir saman çöpünü kendine munis olarak seçme. Onun munisliği ariyettir.
- مونسی مگزین خسی را از خسی ** عاریت باشد درو آن مونسی
- Ananla, babanla munistin, Allah’tan başka munislerin sana vefakârsa hani o ünsiyet?
- انس تو با مادر و بابا کجاست ** گر بجز حق مونسانت را وفاست
- Hak’tan gayrı birisiyle dostluk, yerindeyse dadınla, lalanla ünsiyetin ne oldu? 550
- انس تو با دایه و لالا چه شد ** گر کسی شاید بغیر حق عضد
- Sütle, memeyle olan ünsiyetin kalmadı. Mektepten nefret ederdin, o nefret de geldi geçti.
- انس تو با شیر و با پستان نماند ** نفرت تو از دبیرستان نماند