- Böyle tersine tersine gide gide, ta cehennemin en dibine kadar gideceksin ya!
- بازگونه رفت خواهی همچنین ** سوی دوزخ اسفل اندر سافلین
- Süleyman, Süleymanlıktan kaldı, yoksul oldu ama alnında o aydın dolunay parlayıp durmada.
- او اگر معزول گشتست و فقیر ** هست در پیشانیش بدر منیر
- Sen, nihayet bir yüzüktür kapmışsın ama zemheri gibi donmuş kalmış bir cehennemsin yine!
- تو اگر انگشتری را بردهای ** دوزخی چون زمهریر افسردهای
- Biz neredeyiz... Ululuk, sayvan ve kök önünde secde etmek nerede? Böyle şeylerin önüne baş koymak şöyle dursun, hayvan tırnağını bile komayız biz!
- ما ببوش و عارض و طاق و طرنب ** سر کجا که خود همی ننهیم سنب
- Hatta gaflete düşer de baş komaya kalkarsak bile bir pençe gelir, başımızı yerden iter, mâni olur... 1280
- ور به غفلت ما نهیم او را جبین ** پنجهی مانع برآید از زمین
- Bu aşağılık kişiye baş koymayın, kendinize gelin... Bu bayağı adama secde etmeyin der” demekteydiler.
- که منه آن سر مرین سر زیر را ** هین مکن سجده مرین ادبار را
- Ben, bu cana canlar katan hikâyeyi anlatmaya kalkardım ama Allah gayreti olmasaydı!
- کردمی من شرح این بس جانفزا ** گر نبودی غیرت و رشک خدا
- Kanaat et, bu kadarcığını kabul eyle de başka bir vakit bunu anlatayım!
- هم قناعت کن تو بپذیر این قدر ** تا بگویم شرح این وقتی دگر
- Dev, adını Süleyman Peygamber taktı ama ancak çoluk çocuğu kandırmak için!
- نام خود کرده سلیمان نبی ** رویپوشی میکند بر هر صبی
- Namuzsuzun suretini, adını bırak... lâkaptan addan kaç, manaya yürü! 1285
- در گذر از صورت و از نام خیز ** از لقب وز نام در معنی گریز