Nitekim şimdi ben de bu güzelim Mesnevi’yi yazarken öyle yapıyorum ey Hak Ziyası Hüsamettin!2075
همچنین که من درین زیبا فسون ** با ضیاء الحق حسامالدین کنون
Akıllı davranıp kısa kesmeye kalkıştım mı, o beni yüz çeşit vesileyle söyletmeye kalkışır.
چونک کوته میکنم من از رشد ** او به صد نوعم بگفتن میکشد
A ululuk ıssı Allah’ın ışığı Hüsamettin, görüyorsun mademki; sözden ne istersin ki?
ای حسامالدین ضیاء ذوالجلال ** چونک میبینی چه میجویی مقال
Bu herhalde fazla iştahtan olacak... Hani şair de “Bana hep şarap sun, hem de işte bu, şaraptır” da demiştir ya!
این مگر باشد ز حب مشتهی ** اسقنی خمرا و قل لی انها
Şu anda onun kadehi, senin ağzında... Fakat kulak da kulağın nasibini ver, diyor!
بر دهان تست این دم جام او ** گوش میگوید که قسم گوش کو
Ey kulak, senin nasibin hararetlenip kızarmaktır... İşte hararet, işte sarhoşluk! Fakat kulak, ben bundan daha fazlasını istiyorum, harisim ben demekte!2080
قسم تو گرمیست نک گرمی و مست ** گفت حرص من ازین افزونترست
Mustafa aleyhisselâm’ın itiraz edene cevap vermesi
جواب گفتن مصطفی علیهالسلام اعتراض کننده را
Şeker huylu Mustafa’nın huzurunda o Arap, sözü haddinden aşırınca,
در حضور مصطفای قندخو ** چون ز حد برد آن عرب از گفت و گو
O “Vecnecmi” padişahı, “Abese” sultanı, o soğuk nefesiyle “Sözün kâfi artık” diye dudağını ısırdı.
آن شه والنجم و سلطان عبس ** لب گزید آن سرد دم را گفت بس
Söylemesin diye elini ağzına koydu... Gizlileri bilen kişinin yanında nice bir söyleyip duracaksın?
دست میزند بهر منعش بر دهان ** چند گویی پیش دانای نهان
Kuru fışkıyı gözü açık erin önüne götürmüş, bunu misk yerine satın al diyorsun!
پیش بینا بردهای سرگین خشک ** که بخر این را به جای ناف مشک