- İyice inanmışım... inancımın nişanesi de şu: İyice inanan ateşe bile girse,
- من یقین دارم نشانش آن بود ** مر یقیندان را که در آتش رود
- Aşıklardaki aşk sırrı gibi ona bir ziyan gelmez, yanmaz, mahvolmaz!
- در زبان میناید آن حجت بدان ** همچو حال سر عشق عاشقان
- Sözlerinin sırrı, ancak yüzümün sarılığından, zayıflığından anlaşılır.
- نیست پیدا سر گفت و گوی من ** جز که زردی و نزاری روی من
- Yanaklara akan kanlı göz yaşları, sevgilinin güzelliğine delildir.
- اشک و خون بر رخ روانه میدود ** حجت حسن و جمالش میشود
- Filozof, ben halkın hepsine de delil olamayan bu şeylere ehemmiyet vermem, bunları delil saymam, dedi. 2855
- گفت من اینها ندانم حجتی ** که بود در پیش عامه آیتی
- Mümin dedi ki: Kalp akçe ile halis akçe bahse girişseler... halis akçe, sen kalpsın; ben halisim, iyiyim dese,
- گفت چون قلبی و نقدی دم زنند ** که تو قلبی من تکویم ارجمند
- Son sınama ateştir... bu iki arkadaş ateşe düştüler mi?
- هست آتش امتحان آخرین ** کاندر آتش در فتند این دو قرین
- Halkın ileri gidenleri de hallerini anlar, alelâde olanları da... herkes, şüpheden kurtulur, onların ne olduklarını iyice anlar bilir.
- عام و خاص از حالشان عالم شوند ** از گمان و شک سوی ایقان روند
- Canım, su ve ateş de gizli olan halis akçayla kalpı sınamak, için yaratılmıştır.
- آب و آتش آمد ای جان امتحان ** نقد و قلبی را که آن باشد نهان
- Sen ve ben... ikimiz de ateşe girelim... bu işe şaşıp kalanlara bakî bir delil olalım! 2860
- تا من و تو هر دو در آتش رویم ** حجت باقی حیرانان شویم