- Bu oyunu, o gizli oyunu oynamak için, onu da diğer bir oyun için... nihayet o oyunu da bir başka oyun için oynarlar. 2890
- این نهادند بهر آن لعب نهان ** وان برای آن و آن بهر فلان
- Gözünü böylece etraftan ileriye çevir de ta karşındakini mat edip oyunu kazanıncaya dek ne oyunlar oynayacaksan hepsini gör.
- همچنین دیده جهات اندر جهات ** در پی هم تا رسی در برد و مات
- Merdiven basamaklarına çıkmak için önce birincisine, sonra ikincisine basmak lazım.
- اول از بهر دوم باشد چنان ** که شدن بر پایههای نردبان
- İkincisi de bil ki üçüncüsüne çıkmak için kurulmuştur... böyle, böyle merdivenin son basamağına çıkar dama varırsın.
- و آن دوم بهر سوم میدان تمام ** تا رسی تو پایه پایه تا به بام
- Yemek meni içindir... meni de soy sop üretmek, gönlü gözü aydınlatmak içindir.
- شهوت خوردن ز بهر آن منی ** آن منی از بهر نسل و روشنی
- Fakat kısa görüşlü adam, ilk işten başka bir şey görmez... aklı yerde yetişen otlara benzer, yere mahkûmdur, gezmez dolaşamaz. 2895
- کندبینش مینبیند غیر این ** عقل او بیسیر چون نبت زمین
- Otu, ha çağırmışsın,ha çağırmamışsın... ayağı toprağa kakılmış kalmıştır.
- نبت را چه خوانده چه ناخوانده ** هست پای او به گل در مانده
- Rüzgarın tesiri ile başını sallasa da baş sallanmasına aldanma.
- گر سرش جنبد پیر باد رو ** تو به سر جنبانیش غره مشو
- Başı, ey seher yeli, duyduk, peki der ama ayağı isyan ediyoruz bırak bizi der.
- آن سرش گوید سمعنا ای صبا ** پای او گوید عصینا خلنا
- Kısa görüşlüde gezip dolaşmayı bilmediğinden aşağılık kişiler gibi sürünüp gider... körler gibi Tanrıya dayanıp adım atar.
- چون ندارد سیر میراند چون عام ** بر توکل مینهد چون کور گام