- Uyku ve ölüm halinde, o hareket parmaktan gider... Uyanınca, yine avdet eder. (T.M.)
- وقت خواب و مرگ از وی میرود ** وقت بیداری قرینش میشود
- O hareket, parmağına hangi yoldan geliyor? Nitekim o olmasa, parmağının faydası kalmaz. (T.M.) 3690
- از چه ره میآید اندر اصبعت ** که اصبعت بی او ندارد منفعت
- Gözünde ve gözbebeğinde olan görüş nuru, altı cihetten de gelmiyor. Fakat hangi yolla geliyor? (T.M.)
- نور چشم و مردمک در دیدهات ** از چه ره آمد به غیر شش جهت
- Halk âlemi, cihetlidir; emir ve sıfatlar âlemi ise, bila cihettir. (T.M.)
- عالم خلقست با سوی و جهات ** بیجهت دان عالم امر و صفات
- Güzelim! Emir âlemini cihetsiz bil! Emir âlemi cihetsiz olunca, onun sahibi bulunan Cenab-ı Hakk, elbette cihetten münezzehtir. (T.M.)
- بیجهت دان عالم امر ای صنم ** بیجهتتر باشد آمر لاجرم
- Akıl, âlem-i emirden bulunduğu cihetle, cihetsiz olunca, Alam-ül Beyan olan Allah, akıldan üstün akıl, candan üstün candır. (T.M.)
- بیجهت بد عقل و علام البیان ** عقلتر از عقل و جانتر هم ز جان
- Hiçbir mahluk, ona alakasız değildir. Lakin bu alaka, keyfiyetsizdir. (T.M.) 3695
- بیتعلق نیست مخلوقی بدو ** آن تعلق هست بیچون ای عمو
- Zira ruhta ne kavuşma vardır, ne ayrılma... Fakat zan, ayrılmak ve kavuşmaktan başka bir şey bilmez! (T.M.)
- زانک فصل و وصل نبود در روان ** غیر فصل و وصل نندیشد گمان
- Ayrılma ve kavuşmadan başka bir delil ara. Lakin kavuşma ile ayrılmadan başka delil aramak, hastayı teskin eylemez. (T.M.)
- غیر فصل و وصل پی بر از دلیل ** لیک پی بردن بننشاند غلیل
- Asıldan uzaksan, yakınlığa doğru daima iz ara ki, sendeki erlik damarı, seni vuslata götürsün. (T.M.)
- پی پیاپی میبر ار دوری ز اصل ** تا رگ مردیت آرد سوی وصل