English    Türkçe    فارسی   

5
1210-1219

  • Şeriat, latif afsun okumasaydı herkes, düşmanının bedenini yırtar, paramparça ederdi. 1210
  • گر نکردی شرع افسونی لطیف  ** بر دریدی هر کسی جسم حریف 
  • Şeriat şerri def etmek için bir rey kullanır, Şeytanı delil şişesi içine hapseder.
  • شرع بهر دفع شر رایی زند  ** دیو را در شیشه‌ی حجت کند 
  • Boşboğaz Şeytanı, tanıkla, yeminle, aht’e yemininden dönmesinden ilzam ederde Şeytan bu suretle şişeye girer.
  • از گواه و از یمین و از نکول  ** تا به شیشه در رود دیو فضول 
  • Şeriat iki zıttı hoşnut eden bir teraziye benzer. Alayla doğruyu bir araya getirir.
  • مثل میزانی که خشنودی دو ضد  ** جمع می‌آید یقین در هزل و جد 
  • Şeriat, bil ki kileye teraziye benzer. Onun sebebi ile iki düşman da savaştan kinden kurtulur.
  • شرع چون کیله و ترازو دان یقین  ** که بدو خصمان رهند از جنگ و کین 
  • Terazi olmasa o düşman, ziyan ettiğini, hileye uğradığını vehim etmeden nasıl kurtulurdu? 1215
  • گر ترازو نبود آن خصم از جدال  ** کی رهد از وهم حیف و احتیال 
  • Şu halde şu vefasız pis dünyada ne varsa hep hasettir, hep düşmandır, hep cefadır.
  • پس درین مردار زشت بی‌وفا  ** این همه رشکست و خصمست و جفا 
  • Dünya böyle olunca artık devlet ve ikbale erişme hususunda cinler ve insanlar, nasıl hasede düşerler, düşün!
  • پس در اقبال و دولت چون بود  ** چون شود جنی و انسی در حسد 
  • Zaten o şeytanlar, eski hasetçilerdir. Bir an bile yol kesmeden vazgeçmezler.
  • آن شیاطین خود حسود کهنه‌اند  ** یک زمان از ره‌زنی خالی نه‌اند 
  • İsyan tohumunu eken Ademoğulluları da haset yüzünden şeytan olmuşlardır.
  • وآن بنی آدم که عصیان کشته‌اند  ** از حسودی نیز شیطان گشته‌اند