English    Türkçe    فارسی   

5
2112-2121

  • Bu,yalnız bilgi değil, adeta dağ, yüzlerce dağ.
  • Padişah bu sözleri söyleyince Eyaz dedi ki: Padişahım, bu lütuf ve ihsan, senin lütuf ve ihsanındır. Bunu böyle bilirim ben, ancak o çarıkla posttan ibaretim.
  • Onun için Peygamber bunu anlattı, dedi ki: Kim kendisini bilirse Tanrısını bilir.
  • Çarığın menidir, kanın post. Hocam bundan ötesi hep onun ihsanı. 2115
  • Başka yok, bu, bu kadardır deme. Daha arayıp isteyesin diye ihsan etmiştir.
  • Bağcı, bostanının fidanlarını, mahsulünü bilesin diye sana birkaç elma verir.
  • Buğdaycı, alıcıya bir avuç buğday verir ama ambarındaki anlasın diye.
  • Bilgisini, bilgisinin çokluğunu anlasın diye hoca, sana birkaç mesele anlatır.
  • Yok, ilmi işte bu kadar dersen sakaldan çerçöp silker gibi seni atar, kendisinden uzaklaştırır. 2120
  • Ey Eyaz, şimdi gel de ceza ver. Alemde görülmemiş bir adaletin temelini koy.