- Verilen şeye verilecek yüzlerce karşılığı gören derhal cömertliğe ihsana başlar.
- هر که بیند مر عطا را صد عوض ** زود دربازد عطا را زین غرض
- Herkes, kâr elde etmek için malını vermek üzere pazara, çarşıya bağlanmıştır. 4105
- جمله در بازار از آن گشتند بند ** تا چو سود افتاد مال خود دهند
- Dağarcıktaki altın sahibi bir kâr elde etsin de onu yoksullara versin diye ısrarla oturmuş beklemektedir.
- زر در انبانها نشسته منتظر ** تا که سود آید ببذل آید مصر
- Satıcı, elindeki kumaşın fazla para ettiğini gördü mü ona olan aşkı soğuyuverir.
- چون ببیند کالهای در ربح بیش ** سرد گردد عشقش از کالای خویش
- Kumaşların fazla bir kâr getirdiğini görmez de o yüzden onlara ısınır, onları elden çıkarmaz.
- گرم زان ماندست با آن کو ندید ** کالههای خویش را ربح و مزید
- Bilgi, hüner ve sanatlarda böyledir. Bunlara sahip olanlar, bunlardan daha şerefli, daha üstün bir şey görmezler de o yüzden ehemmiyet verirler.
- همچنین علم و هنرها و حرف ** چون بدید افزون از آنها در شرف
- İnsan için candan iyi bir şey yoksa can azizdir. Fakat candan iyi bir şeye sahip oldu mu, canın adı hor, hakir olur gider. 4110
- تا به از جان نیست جان باشد عزیز ** چون به آمد نام جان شد چیز لیز
- Çocuğun canı, çocuk kaldıkça, büyümedikçe oyun için yapılan bebeciktir.
- لعبت مرده بود جان طفل را ** تا نگشت او در بزرگی طفلزا
- Bu düşünceler bu hayallenmeler de bebeciklerdir. Sen çocuk kaldıkça onlara ihtiyacın vardır.
- این تصور وین تخیل لعبتست ** تا تو طفلی پس بدانت حاجتست
- Fakat çocuk, çocukluktan kurtuldu da kemale erişti mi, adam oldu mu artık duygulardan da vazgeçer, düşüncelerden de, hayallerden de!
- چون ز طفلی رست جان شد در وصال ** فارغ از حس است و تصویر و خیال