English    Türkçe    فارسی   

5
2572-2581

  • Aslan, kuvvetim yerinde sandım, dedi, bu derece halsiz kaldığımı zannetmiyordum.
  • گفت من پنداشتم بر جاست زور  ** تا بدین حد می‌ندانستم فتور 
  • Fakat açlık ve ihtiyacım hadden aştı. Açlıktan sabrım da kayboldu, aklım da.
  • نیز جوع و حاجتم از حد گذشت  ** صبر و عقلم از تجوع یاوه گشت 
  • Elinden gelirse bir kere daha onu baştan çıkar, buraya getir.
  • گر توانی بار دیگر از خرد  ** باز آوردن مر او را مسترد 
  • Düzenlerle onu buraya getirmeye çalış. Sana pek minnettar olurum. 2575
  • منت بسیار دارم از تو من  ** جهد کن باشد بیاری‌اش به فن 
  • Tilki, evet dedi; Tanrı yardım eder de körlükle gözünü bağlar.
  • گفت آری گر خدا یاری دهد  ** بر دل او از عمی مهری نهد 
  • Çektiği korkuyu unutursa ne âlâ. Bu da, onun eşekliğinden uzak değildir.
  • پس فراموشش شود هولی که دید  ** از خری او نباشد این بعید 
  • Fakat onu kandırır da buraya getirirsem yine acele edip emeğimi yele verme.
  • لیک چون آرم من او را بر متاز  ** تا ببادش ندهی از تعجیل باز 
  • Aslan dedi ki: Evet, sınadım, anladım ki pek. halsizim, bedenimde fer kalmamış.
  • گفت آری تجربه کردم که من  ** سخت رنجورم مخلخل گشته تن 
  • Eşek tamamiyle bana yaklaşmadıkça yerimden bile kımıldamam. Kendimi öylece uyur gösteririm. 2580
  • تا به نزدیکم نیاید خر تمام  ** من نجنبم خفته باشم در قوام 
  • Tilki yola düştü. "Aman padişahım, sen bana. himmet et de aklını bir gaflet bürüsün.
  • رفت روبه گفت ای شه همتی  ** تا بپوشد عقل او را غفلتی