- Bir ot, arı duru bir suyu içti mi derhal bir hayvan gelir, onu otlar yer.
- گر حشیش آب و هوایی میخورد ** معدهی حیوانش در پی میچرد
- O ot, hem yer, hem yenir. Tanrı’dan her varlık böyledir işte. 725
- آکل و ماکول آمد آن گیاه ** همچنین هر هستیی غیر اله
- Tanrı “Sizi doyurur, fakat kendi yemek yemez” Tanrı ne yenir ne yer. O, et ve deri değildir.
- و هو یطعمکم و لا یطعم چو اوست ** نیست حق ماکول و آکل لحم و پوست
- Yiyen ve yenilen, pusuya gizlenmiş bulunan bir yiyiciden nasıl emin olabilir?
- آکل و ماکول کی ایمن بود ** ز آکلی که اندر کمین ساکن بود
- Yenen şeylerin emin olması, sonunda yas ve matem verir. Yürü, yemeyen içmeyen Tanrı’nın tapısına git.
- امن ماکولان جذوب ماتمست ** رو بدان درگاه کو لا یطعم است
- Her hayal, başka bir hayali yemekte, her düşünce, başka bir düşünceyi otlamaktadır.
- هر خیالی را خیالی میخورد ** فکر آن فکر دگر را میچرد
- Hayalden geçemiyorsun, yahut da uyuyup ondan kurtulamıyorsun. 730
- تو نتانی کز خیالی وا رهی ** یا بخسپی که از آن بیرون جهی
- Düşünce arıdır, uykunsa su. Uyusan bile uyandın mı yine başına üşüşür.
- فکر زنبورست و آن خواب تو آب ** چون شوی بیدار باز آید ذباب
- Nice hayal arılar uçuşup durur, seni bu yana o yana çekiştirir.
- چند زنبور خیالی در پرد ** میکشد این سو و آن سو میبرد
- Bu hayal, yiyenlerin en aşağılığıdır. Öbürlerini ise ululuk ıssı Tanrı bilir.
- کمترین آکلانست این خیال ** وآن دگرها را شناسد ذوالجلال