English    Türkçe    فارسی   

6
1226-1235

  • Vakitsiz öten bir horoza, yolsuz, yolcusuz bir yola benziyordu. Kızgın ateşe konmuş boş bir tencereydi sanki.
  • مرغ بی‌هنگام و راه بی‌رهی  ** آتشی پر در بن دیگ تهی 
  • Meydana âşıktı, fakat ne atı vardı, ne ayağı. Düdük çalmaya sevdalıydı, fakat ne dudağı vardı ne zurnası!
  • عاشق میدان و اسپ و پای نی  ** عاشق زمر و لب و سرنای نی 
  • İhtiyarlıkta Allahm, kâfire bile hırs vermesin. Bu hırsı Allah kime verdiyse ne kötüdür o kul!
  • حرص در پیری جهودان را مباد  ** ای شقیی که خداش این حرص داد 
  • Köpek kocaldı, dişleri döküldü mü adamlara salamaz, ancak pisliğe, gübreye salar.
  • ریخت دندانهای سگ چون پیر شد  ** ترک مردم کرد و سرگین‌گیر شد 
  • Öyle olduğu halde şu altmış yaşındaki köpeklere bak ki her an köpek dişleri biraz daha keskinleşmede. 1230
  • این سگان شصت ساله را نگر  ** هر دمی دندان سگشان تیزتر 
  • İhtiyar köpeğin, derisinden tüyler dökülür; fakat şu ipekler giymiş kart köpeklere bak bir kere de!
  • پیر سگ را ریخت پشم از پوستین  ** این سگان پیر اطلس‌پوش بین 
  • Bu köpeklerin aşkı da alt yanlarıyla paraya, hırsları da. Kocaldıkça da bu aşkları artıyor, hele bak şu köpek soylarına!
  • عشقشان و حرصشان در فرج و زر  ** دم به دم چون نسل سگ بین بیشتر 
  • Böyle ömür cehennem sermayesi. Gazap kasaplarına salhane.
  • این چنین عمری که مایه‌ی دوزخ است  ** مر قصابان غضب را مسلخ است 
  • Ömrün uzun olsun dediler mi hoşlanır, güler de ağzı açık kalır.
  • چون بگویندش که عمر تو دراز  ** می‌شود دلخوش دهانش از خنده باز 
  • Böyle bir bedduayı dua sanır. Gözünü açmaz, kafasını bir türlü kaldırmaz. 1235
  • این چنین نفرین دعا پندارد او  ** چشم نگشاید سری بر نارد او