English    Türkçe    فارسی   

6
1506-1515

  • Bak da ceza veren seni birden tutmasın. Ey dost, suyunu durult.
  • Sofi kendisine sille vuran adamın yanına gidip dâvacı gibi eteğine yapıştı.
  • Onu çeke çeke kadının yanına götürdü. Bu ters eşeği ya eşeğe bindir, halka göstererek ceza ver.
  • Yahut da döverek cezalandır. Artık hangisini münasip görürsen onu yap.
  • Senin verdiğin cezadan ölse bile ölür gider, soran bile olmaz. 1510
  • Kadının şer’an vurduğu sopayla birisi ölürse kadı, onu ödemez. Çünkü şeriat’in emri oyuncak değildir.
  • O, Allah vekilidir, Allah adaletinin gölgesidir. Her hak sahibiyle cezaya müstahak olanın aynasıdır o.
  • O, mazlumun hakkını hak etmek için ceza verir, kendi ırzı için kızgınlığından yahut da bir şey kazanmak için değil.
  • Onun cezası, Allah içindir, kıyamet günü içindir. Bu ceza da bir hata olsa bile ona diyet lâzım gelmez.
  • Çünkü birisini kendisi için döven borçludur. Allah için döven her şeyden emindir. 1515