- Onlar yokluktan var olalı nice neşeler gördüler, nice gamlar tattılar.
- جزو جزوت تا برستست از عدم ** چند شادی دیدهاند و چند غم
- Çünkü hiçbir cüzi lezzetsiz bitmez. Istıraplarla zayıflar, kuru kalır.
- زانک بیلذت نروید هیچ جزو ** بلک لاغر گردد از هی پیچ جزو
- Halbuki senin cüzün kaldı da o iyilik, o nimet, aklından gitti. Daha doğrusu gitmedi,beş duygunla yedi endamından gizlendi.
- جزو ماند و آن خوشی از یاد رفت ** بل نرفت آن خفیه شد از پنج و هفت
- Yaz gibi hani. Yazın pamuk biter de o kalır, fakat yaz hatırlanmaz olur. 1800
- همچو تابستان که از وی پنبهزاد ** ماند پنبه رفت تابستان ز یاد
- Yahut da buz gibi. Kışın olur da kış gizlenir, buz bize kalır.
- یا مثال یخ که زاید از شتا ** شد شتا پنهان و آن یخ پیش ما
- Bu o güçlükten bir armağandır. Kışın da yazın armağanları şu meyvelerdir.
- هست آن یخ زان صعوبت یادگار ** یادگار صیف در دی این ثمار
- Ey yiğit bunun gibi senin her cüzün de bedeninde Allahnın bir nimetini söylemededir.
- همچنان هر جزو جزوت ای فتی ** در تنت افسانه گوی نعمتی
- Şu kadın gibi yirmi oğlu vardı da her oğlu, bir güzel halini anlatmadadır.
- چون زنی که بیست فرزندش بود ** هر یکی حاکی حال خوش بود
- Sarhoşluk ve oynaşma olmadıkça gebe kalınmaz. Bahar olmayınca bahçelerde bir şey doğar mı? 1805
- حمل نبود بی ز مستی و ز لاغ ** بی بهاری کی شود زاینده باغ
- Gebelerle kucaklarındaki çocuklar, baharın o kadınların aşkına delâlet eder.
- حاملان و بچگانشان بر کنار ** شد دلیل عشقبازی با بهار