- Yok olmadıkça hiç kimseye ululuk tapısına varmaya yol yoktur.
- هیچ کس را تا نگردد او فنا ** نیست ره در بارگاه کبریا
- Göklere yücelme nedir? Şu yokluk. Âşıkların yolu da yokluktur, dini de.
- چیست معراج فلک این نیستی ** عاشقان را مذهب و دین نیستی
- Aşk yolunda yalvarma bakımından pöstekiyle çarık, Eyaz’a mihrap olmuştur.
- پوستین و چارق آمد از نیاز ** در طریق عشق محراب ایاز
- Gerçi onu padişah severdi.. İçi de güzeldi, dışı da. 235
- گرچه او خود شاه را محبوب بود ** ظاهر و باطن لطیف و خوب بود
- Fakat kendisi de kibirsiz riyasız, kinsiz bir hale gelmişti. Yüzü, padişahın güzelliğine bir anda kesilmişti.
- گشته بیکبر و ریا و کینهای ** حسن سلطان را رخش آیینهای
- Varlığından uzaklaştığı için işinin sonu da Mahmut oldu.
- چونک از هستی خود او دور شد ** منتهای کار او محمود بد
- Eyaz, kibir korkusundan çekinirdi de onun için temkini, pek kuvvetli bir hale gelmişti.
- زان قویتر بود تمکین ایاز ** که ز خوف کبر کردی احتراز
- O tertemiz bir hale gelmişti. Kibrin, nefsin boynunu vurmuştu.
- او مهذب گشته بود و آمده ** کبر را و نفس را گردن زده
- Ya o düzenleri halka bir şey öğretmek için yapıyor, yahut korkudan uzak bir hikmet yüzünden böyle bir harekette bulunuyordu. 240
- یا پی تعلیم میکرد آن حیل ** یا برای حکمتی دور از وجل
- Yahut varlık, yokluk rüzgârları ile esip gelen bir bağ olduğundan her gün çarığını görmeyi istiyor,
- یا که دید چارقش زان شد پسند ** کز نسیم نیستی هستیست بند