English    Türkçe    فارسی   

6
308-317

  • Oğlan, sabaha kadar o Hintli köleceğizi berbat edip durdu. Köle, âdeta köpeğin önündeki un torbasına döndü.
  • Sabahleyin tas ve büyük bir bohça getirdiler. Ferec damatlar gibi güvey hamamına gitti.
  • Gitti ama bitkin bir haldeydi. Ardı, külhancıların yırtık peştamalına dönmüştü. 310
  • Zavallı hamamdan dönünce efendinin kızı, gelin gibi odaya geçip oturdu.
  • Anası, köle, kızı gündüzün sınamaya kalkmasın diye oracıkta beklemekteydi.
  • Köle, bir müddet kinle kıza baktı da sonra ellerinin on parmağını da ona doğru sallayıp dedi ki:
  • Dilerim kimse seninle buluşmasın, senin gibi kötü ve pis bir geline düşmesin.
  • Gündüzün yüzün, kadınlar gibi ter-ü taze, geceleyin çirkin aletin, eşek aletinden beter. 315
  • İşte şu âlemin bütün nimetleri, uzaktan pek hoştur ama yaklaştı mı sınamadan ibarettir.
  • Uzaktan su görünür ,yanına vardın mı görürsün ki serapmış.